İstanbul'un Tarihi Osmanlı Sarayları: Günümüze Ulaşan Saraylar

Yaklaşık 8500 yıllık tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan İstanbul, aynı zamanda Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu'nun da başkenti olmuştur. Kentte İstanbul'un fethinden önce birçok yapı inşa edildiği gibi İstanbul'un fethinden sonra da yeni yapılar inşa edilmiştir. Bu yapıların en görkemlileri ise Osmanlı Sarayları olmuştur şüphesiz. Saraylar hem ikamet yeri hem idari merkez olarak padişahlar, hanedan üyeleri, paşalar adına yaptırılmıştır. Türk ve Dünya Tarihi'nin en büyük gezgini ve en büyük seyahat kitabının yazarı olan Evliya Çelebi, İstanbul'da saray olarak adlandırılan 92 yapıdan bahsetmiştir. Bu saraylardan bir kısmı yangın, deprem gibi afetlerde zarar gördüğü veya yıkıldığı, bir kısmı ise yenileme çalışmaları nedeniyle yıktırıldığı veya yerine farklı bir yapı inşa ettirildiği için günümüze kadar ulaşmayı başaramamıştır. ''İstanbul'un Tarihi Osmanlı Sarayları'' yazı dizimin ilk bölümü olan ''İstanbul'un Tarihi Osmanlı Sarayları: Kayıp Saraylar'' başlıklı yazımda İstanbul'da inşa edilmiş ama günümüze ulaşmayı başaramamış Osmanlı Sarayları'nı okuyabilirsiniz.

Fatih Sultan Mehmed'in 1453 yılında İstanbul'u fethetmesiyle ilk Osmanlı Sarayı'na kavuşan kentte, inşa edilen saraylardan günümüze kadar ayakta kalmayı başarabilmiş Osmanlı Sarayları da bulunmaktadır. Bu saraylar Osmanlı Padişahları'nın kullanımına tahsis edilmiş ve bulundukları yerin adıyla anılmıştır. ''İstanbul'un Tarihi Osmanlı Sarayları'' yazı dizisinin bu ikinci bölümünde birtakım yenilemelerle günümüze kadar ulaşmayı başarabilmiş sarayları, inşa ediliş tarihleri sıralamasına göre okuyacaksınız.
Topkapı Sarayı
İstanbul'un simge yapılarından biri olan Topkapı Sarayı ilk olarak 1460-1478 yılları arasında Fatih Sultan Mehmed (Saltanat Dönemi:1432-1481) tarafından inşa ettirilmiştir. Saray, Marmara Denizi, İstanbul Boğazı ve Haliç arasında kalan Tarihi Yarımada'nın ucundaki Sarayburnu Bölgesi'nde, şehire, denize ve karşı kıyıya hakim yüksek bir tepeye konumlanmış ve eski Bizans Sarayı'nın üzerine, 700.000 metrekarelik bir araziye inşa ettirilmiştir. Yeni Saray ve Saray-ı Hümayun (Padişah Sarayı) olarak da bilinen saraya, Beyazıt'taki Eski Saray'dan dolayı uzun yıllar Saray-ı Cedid-i Amire (Edirne Sarayı) denilmiştir. Saray, sahildeki Top Kapısı önüne inşa ettirilen ''Top Kapısı Sahil Sarayı'' nedeniyle daha sonraları ''Top Kapısı Sarayı'' olarak anılmaya başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun 7. Padişahı olan Fatih Sultan Mehmed'den sonra gelen padişahlar tarafından 19. yüzyıla kadar eklenen yapılarla genişletilen saray, 31. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid'e kadar yaklaşık 400 yıl süreyle, imparatorluğun idare, eğitim ve sanat merkezi olarak kullanılmıştır. 

Topkapı Sarayı'nın etrafı karadan ''Sur-ı Sultani'' denilen duvarlarla, deniz tarafından ise Bizans Surları ile çevrelenmiştir. Topkapı Sarayı; Bab-ı Hümayun (Ana giriş kapısı), Babü's Selam (Devletin yönetildiği bölüme açılan kapı), Babü's Saade (Saray kısmına geçilen kapı) olmak üzere üç büyük abidevi kapı ve dört avludan (Alay Meydanı, Divan Meydanı, Enderun Meydanı, Köşkler Bahçesi) oluşmaktadır. Saray teşkilat açısından ise Divan-ı Hümayun (İdari merkez), Enderun (Eğitim alanı) ve Harem (Özel yaşam alanı) olmak üzere dört bölümden meydana gelmektedir. Saray planının içerisinde; köşkler, şehzade mektebi, saray mutfağı, arz odası, kütüphane, hamamlar, çeşmeler, kameriyeler, taşlıklar, sofalar, camiiler, koğuşlar, namazgah, mescid, meşkhane, mutfak, kiler, çamaşırlık, çamaşırhane, gasilhane, has ahır, Adalet Kulesi gibi yapılar bulunmaktadır. Topkapı'da yapılan bütün yapılar günümüze ulaşamamış, bir kısmı zamanla yıkılmış bir kısmı da yanmıştır.
3. Murad (Saltanat Dönemi:1574-1595) ve 4. Mehmed (Saltanat Dönemi:1648-1687) dönemlerinde Fatih Sultan Mehmed'in yaptığı binalara yeni ilaveler yapılmıştır. Saraya yapılan son ilave ise Sultan Abdülmecid döneminde (Saltanat Dönemi:1839-1861) yapılan Mecidiye Köşkü olmuştur. 19. yüzyılda, devlet protokolü ve merasimler dolayısıyla yetersiz kalan saray boşaltılmış, 1850'lerin başında İmparatorluğun yeni yönetim merkezi olarak Boğaz'daki Dolmabahçe Sarayı'na geçilmiştir. Topkapı Sarayı ise bayram, cülus, cenaze ve elçi kabulleri gibi resmi devlet törenlerinde zaman zaman kullanılmaya devam edilmiştir. Topkapı Sarayı ilk kez Sultan Abdülmecid zamanında bir müzeymiş gibi ziyarete açılmıştır. O dönemin İngiliz elçisine Topkapı Sarayı Hazinesi'ndeki eşyaların gösterilmesinin ardından hazinedeki eski eserler yabancılara gösterilmeye başlanmıştır. Sultan Abdülaziz Dönemi'nde (Saltanat Dönemi:1861-1876) ise camekanlı vitrinler yaptırılarak hazinedeki eski eserler yabancılara gösterilmiştir. 

Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle 3 Nisan 1924 tarihinde müzeye dönüştürülen saray, Cumhuriyet'in ilk müzesi olma özelliğini taşımaktadır. Saray 1934 yılında, Hırka-ı Saadet Dairesi (Kutsal Emanetler) ise 1962 yılında halka açılmıştır. 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesi'ne alınan Topkapı Sarayı, koleksiyonları ve arşiv belgeleri ile dünyanın en büyük saray müzelerinden biridir aynı zamanda. Kaşıkçı Elması, Topkapı Hançeri, Saltanat Tahtı, Kutsal Emanetler (Peygamber Efendimizin hırkası, sakalı, kırılan dişinin saklandığı mahfaza, ayak izleri, mektupları, oku ve kılıcı), Osmanlı Ordusu'nun kullandığı silahlar, padişah portreleri, padişah elbiseleri ve kaftanları, Çin-Japon-Avrupa Porselenleri, Bohemya Cam ve Kristaller, bakır ve tombak mutfak eşyaları, gümüşler müzede sergilenen değerli koleksiyonlar arasındadır.

Ziyaret Bilgileri: Salı Günü, Ramazan Bayramı 1. Günü, Kurban Bayramı 1. Günü hariç haftanın her günü 09.00-18.00 saatleri arası
Adres: Cankurtaran Mahallesi Babı Hümayun Caddesi No:1 Sultanahmet/Fatih
Telefon: 0212 512 04 80
Yıldız Sarayı
Görsel: Milli Saraylar Başkanlığı
Osmanlı İmparatorluğu'nun son ikametgahı ve yönetim merkezi olan Yıldız Sarayı, Beşiktaş ilçesinin İstanbul Boğazı'na ve Marmara Denizi'ne hakim Yıldız Tepesi'nde, yaklaşık 500.000 metrekarelik bir alanı kaplayan bahçe ve koruluklar içine inşa edilmiştir. Beşiktaş ile Ortaköy arasındaki yamaçları kaplayan koruluk alan 17. ve 18. yüzyıllarda Çırağan Sarayı'nın arka bahçesi, 19. yüzyılda ise Yıldız Sarayı'nın dış bahçesi olmuştur, ''Yıldız Parkı'' ismini ise Cumhuriyet Dönemi'nde almıştır. Saray, onlarca köşk, kasır, yönetim ve servis yapılarından oluşan bir kompleks içinde yer almaktadır. 

Bizans Dönemi'nde Bizans İmparatorlarına ait koruluk ve bahçe olan bölge, Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nden beri (Saltanat Dönemi:1520-1566) padişahlar tarafından av sahası olarak kullanılmıştır. Buradaki araziye ilk kasrı Sultan 1. Ahmed (Saltanat Dönemi:1603-1617), ilk köşkü ise Sultan 3. Selim (Saltanat Dönemi:1789-1807) yaptırmıştır. 2. Mahmud'un (Saltanat Dönemi:1808-1839) yaptırdığı Yıldız Köşkü ile bölge ''Yıldız'' adını almıştır. Sultan Abdülmecid (Saltanat Dönemi:1839-1861) buradaki yapıların bir kısmını yıktırıp yerine, annesi Bezmialem Valide Sultan için Valide Sultan Köşkü'nü yaptırmıştır. Sultan Abdülaziz (Saltanat Dönemi:1861-1876), Büyük Mabeyn Köşkü, Malta Köşkü, Çadır Köşkü, Çit Kasrı, demir camekanlı kış bahçeler, yaban hayvanları için kafesler, kuş yuvaları ve kafesler gibi yapıları ekletmiş, Çırağan Sarayı ve Yıldız Sarayı arasına günümüzde de var olan kemerli köprüyü yaptırmıştır. Bu köprü, koru ile Boğaziçi kıyısını birbirine bağlamıştır.
Yıldız Sarayı asıl şeklini Sultan 2. Abdülhamid Dönemi'nde (Saltanat Dönemi:1876-1909) almış ve en yoğun imar faaliyeti onun döneminde gerçekleşmiştir. Sultan Abdülhamid güvenlik endişesi ve korunaklı oluşundan dolayı, 1877 yılında Dolmabahçe Sarayı'ndan Yıldız Sarayı'na taşınmış, saray, ''Yıldız Saray-ı Hümayunu'' adını almıştır. Sultan Abdülhamid'in neredeyse hiç ayrılmadan 33 yıl boyunca Yıldız Sarayı'nda ikamet etmesi ve imparatorluğu buradan idare etmesinden dolayı, saray 2. Abdülhamid ile özdeşleşmiştir. Saray arazisi; devlet yönetimini ilgilendiren yapıların bulunduğu resmi bölüm, Sultan'ın kendisine ve haremine ait olan özel bölüm ve dış bahçe (bugünkü Yıldız Parkı) olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Yüksek ve kalın duvarlarla çevrili saray kompleksi içerisinde, köşkler, kasırlar, bahçeler, havuzlar, seralar, kameriyeler, suni gölet, tiyatro, müze, kütüphane, eczahane, hayvanat bahçesi, hayvan hastahanesi, marangozhane, demirhane, çini fabrikası, kışla, karakol binası gibi 100'den fazla yapı, Yıldız Camii ve 1890 yılında yapılan bir saat kulesi bulunmaktaydı. Bu özellikleriyle adeta küçük bir şehir görünümünde olan saray ve çevresinin nüfusunun 5.000'i görevli, 7.000'i asker olmak üzere 12.000'e yakın olduğu söylenmektedir.

Sultan 2. Abdülhamid, 1909 yılında gerçekleşen 31 Mart Vakası sonucu tahttan indirilmiş, Hareket Ordusu sıkıyönetim ilan etmiş ve Yıldız Sarayı yağmalanmıştır. Bu yağma olayı tarihe ''Yıldız Yağması'' olarak geçmiştir. Yıldız Sarayı yıllarca sürecek bir tasfiye sürecine girmiş, bu süreç 1923 yılında Cumhuriyet'in ilanına kadar devam etmiştir. Sultan 2. Abdülhamid'den sonra yerine geçen kardeşi Mehmet Reşad tahtta olduğu süre boyunca (Saltanat Dönemi:1909-1918) Yıldız Sarayı'nı kullanmıştır. Sultan Mehmed Reşad vefat edince tahta çıkan Sultan Vahideddin (Saltanat Dönemi:1918-1922) Dolmabahçe Sarayı'nda kalmayı tercih etmiş, 1922 yılında imparatorluğu terk edince saray 1924 yılına kadar boş kalmıştır. Saray aynı yılın mart ayında Erkan-ı Harbiye Mektebi'nin (Kurmay subay yetiştiren askeri okul) kullanımına, 1930 yılında TBMM Milli Saraylar Müdürlüğü'ne verilmiştir. Sarayın 2. Harem Avlusu yapıları 1937 yılında kurulan Teknik Okula (Yıldız Teknik Üniversitesi) tahsis edilmiştir. Saraya 1941-1946 yılları arasında Silahlı Kuvvetlerin çeşitli kademeleri, 1946-1974 yılları arasında da Harp Akademileri gelmiştir. 1941 yılına kadar kapalı kalan dış bahçe İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 1950 yılında park haline getirilmiştir. Boşaltılan saray yapı topluluğunun bir bölümü 1978 yılında Kültür Bakanlığı'na devredilmiş, ''Yıldız Sarayı Müdürlüğü'' adıyla hizmete girmiş ve onarılan bölümleri müze haline getirilmiştir. Yıldız Sarayı 2018 yılında Milli Saraylar'a devredilmiş ve altı yıl süren bir restorasyonun ardından 2024 senesi temmuz ayında müze olarak ziyarete açılmıştır.

Ziyaret Bilgileri: Çarşamba Günü, Yılbaşı, Ramazan Bayramı 1. Günü, Kurban Bayramı 1. Günü hariç haftanın her günü 09.00-18.00 saatleri arası
Adres: Barbaros Bulvarı Yıldız Caddesi / Beşiktaş
Telefon: 0212 259 45 70
Dolmabahçe Sarayı
Beşiktaş ilçesinde yer alan Dolmabahçe Sarayı'nın olduğu bölge Bizans İmparatorluğu Dönemi'nde ''Kraliyet Bahçesinin Küçük Vadisi'' olarak kullanıldığı gibi Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethinden sonra da aynı işlevle kullanılmıştır. Bölge aynı zamanda Boğaziçi'nin koylarından biri olduğundan, donanma gemileri bu koya demirlemiş, denizcilik törenleri bu alanda yapılmıştır. Koy 17. yüzyıldan sonra dönem dönem doldurulduğundan, bölge ''Dolma Bahçe'' adıyla anılmış, padişahların  dinlenmeleri ve eğlenmeleri için düzenlenen bir Has Bahçe'ye dönüştürülmüştür. 18. ve 19. yüzyıllarda hüküm süren padişahlar tarafından yaptırılan ahşap köşk ve kasırlar ile Dolma Bahçe, "Beşiktaş Sahil Sarayı" adıyla bir saray kompleksi haline getirilmiştir. Saray ahşap ve kullanışsız olduğu için bir süre sonra Sultan Abdülmecid (Saltanat Dönemi:1839-1861) tarafından yıktırılarak yerine Dolmabahçe Sarayı'nın temelleri atılmıştır.

1843-1856 yılları arasında yapımı tamamlanıp kullanıma açılan saray, Avrupa saraylarından örnek alınarak inşa ettirilmiştir. 250.000 metrekarelik bir alanı kaplayan saray arazisi içinde; saray ana binası, saat kulesi, köşkler, saray mutfağı, has ahır, seralar, dokumahane, eczahane, kayıkhane, camhane, dökümhane, kuşhane, camii, tiyatro, un değirmeni, fidanlık, hizmetkar binası gibi yapılar bulunmaktaydı. Saray arazinde yer alan saray yapıları yaklaşık 110.000 metrekare, sarayın bodrumla birlikte üç kat olan ana binası ise yaklaşık 15.000 metrekare alan üzerine yapılmıştır. Sarayın ana binasını; Mabeyn-i Hümayun (Devletin yönetim işleri), Muayede Salonu (Tören Salonu) ve Harem-i Hümayun (Padişah ve ailesinin özel yaşam alanı) olmak üzere üç bölüm oluşturmaktaydı. Sarayın kara tarafında; Hazine Kapısı, Saltanat Kapısı, Koltuk Kapısı, Valide Kapısı ve Vasıta Kapısı olmak üzere 5 ana kapısı, 600 metre uzunluğundaki mermer rıhtımda ise 5 yalı kapısı bulunmaktadır. 

Saray kompleksi içindeki Dolmabahçe Camii (Bezm-i Alem Valide Sultan Camii) 1843 yılında Abdülmecid'in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan tarafından yaptırılmaya başlanmış, Valide Sultan'ın 1853 yılında vefatı üzerine oğlu Sultan Abdülmecid tarafından tamamlanmıştır. Dolmabahçe Saat Kulesi ise 1890-1895 yılları arasında Sultan 2. Abdülhamid tarafından yaptırılmıştır. Dolmabahçe Sarayına 1910-1912 yıllarında elektrik ve kalorifer sistemi eklenmiştir.
Dolmabahçe Sarayı Halifeliğin kaldırıldığı 1924 yılına kadar uzun bir süre devletin yönetim yeri olmuştur. 1856 yılında yapımı tamamlanarak sarayda ikamet etmeye başlayan Sultan Abdülmecid, 1861 yılında vefatı nedeniyle sarayda sadece 5 yıl yaşayabilmiştir. Sarayda Sultan Abdülmecid'den sonra sırayla, Sultan Abdülaziz (Saltanat Dönemi:1861-1876), Sultan 5. Murad (Saltanat Dönemi:1876-''93 Gün''), Sultan 2. Abdülhamid (Saltanat Dönemi:1876-1909, ''1877 yılında Yıldız Sarayı'na taşınmıştır''), Sultan 5. Mehmed Reşad (Saltanat Dönemi:1909-1918) ve Sultan 6. Mehmed Vahideddin (Saltanat Dönemi:1918-1922) olmak üzere 6 padişah ile son Halife 2. Abdülmecid (Halifelik Dönemi:1922-1924) yaşamıştır. Sultan Abdülhamid devlet yönetimini 33 yıl Yıldız Sarayı'ndan idare ettiği için Dolmabahçe Sarayı yılda sadece iki kez bayram törenlerinde kullanılmıştır. Bu sürede uzun süre bakımsız kalan ve harap olan saray Sultan 5. Mehmet döneminde kapsamlı bir restorasyondan geçmiştir. 1924 yılında halifeliğin kaldırılmasıyla, son Halife 2. Abdülmecid maiyetiyle birlikte Dolmabahçe Sarayı'nı terk etmiştir. 

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet Dönemi'nde boşalan saraya üç yıl hiç uğramamış, 1927-1938 yılları arasında sarayda aralıklarla 4 yıl kalmıştır. Atatürk, sarayı başkanlık konutu olarak kullanmış, yabancı devlet başkanlarını ve hükümdarlarını sarayda ağırlamış ve en önemli eserlerinden bazılarını burada hayata geçirmiştir. Ulu önderimiz, eşsiz liderimiz Atatürk, tedavisinin son günlerini bu sarayda geçirmiş ve 10 Kasım 1938 tarihinde, sarayın Harem bölümündeki 71 numaralı odasında vefat etmiştir. Sarayın Muayede Salonu'nda kurulan katafalka konulan naaşı önünden son saygı geçişi yapılmıştır. Saray, Atatürk'ten sonra cumhurbaşkanlığı sırasında İsmet İnönü tarafından İstanbul'a gelişlerinde kullanılmıştır. 1949 yılına kadar Cumhurbaşkanlığı makamı olarak kullanılan saray, 1984 yılından beri müze olarak hizmet vermektedir. 

Ziyaret Bilgileri: Pazartesi Günü, Yılbaşı, Ramazan Bayramı 1. Günü, Kurban Bayramı 1. Günü hariç haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arası
Adres: Vişnezade Mahallesi Dolmabahçe Caddesi / Beşiktaş
Telefon: 0212 236 90 00
Beylerbeyi Sarayı
Beylerbeyi Saray Kompleksi'nin bulunduğu Kuzguncuk ve Çengelköy arasındaki arazi Bizans döneminde ''İstavroz Bahçeleri'' olarak anılmış, Osmanlı tarihi boyunca da padişahların Hasbahçesi olmuştur. Osmanlı Padişahı 3. Murad dönemi (Saltanat Dönemi:1574-1595) Rumeli Beylerbeyi (Eyalet Yöneticisi) olan Mehmed Paşa'nın burada arazi satın alıp yalı yaptırmasıyla da Beylerbeyi olarak anılmaya başlamıştır. 17. yüzyılda 1. Ahmed (Saltanat Dönemi:1603-1617), 4. Murad (Saltanat Dönemi:1623-1640) ve 4. Mehmed (Saltanat Dönemi:1648-1687) bölgeye ilgi göstermiş ve burada bulunan yapıları zaman zaman kullanmışlardır. 3. Mustafa zamanında (Saltanat Dönemi:1757-1774) buradaki bütün yapılar yıkılmış ve arazi halka satılmıştır. 2. Mahmud (Saltanat Dönemi:1808-1839) arazilerden bir kısmını satın alarak, buradaki yalı yerine, inşası 1829-1832 yılları arasında tamamlanan ahşap Beylerbeyi Sahil Sarayı'nı yaptırmıştır. 1851 yılında çıkan yangında hasar gören ahşap saray, Padişah Abdülmecid döneminde (Saltanat Dönemi:1839-1861) onarılarak kullanılmaya devam edilmiştir. 

Saray, tahta geçen Sultan Abdülaziz'in (Saltanat Dönemi:1861-1876) talimatıyla 1861 yılında yıktırılmış, 1863 yılında günümüzdeki sarayın inşasına başlanmıştır. 1864 yılında tamamlanan sarayın resmi açılışı da 1865 yılında yapılmıştır. Saray, devlet başkanlarının, hükümdarların ve üst düzey konukların ağırlanması amacı ile yapılmış, Sultan Abdülaziz tarafından yazlık saray olarak kullanılmıştır. Sultan 2. Abdülhamid (Saltanat Dönemi:1876-1909) 1909 yılında tahttan indirildikten sonra bir süre Selanik'teki Alatini Köşkü'nde kalmış, 1912 senesinde İstanbul'a getirilerek Beylerbeyi Sarayı'na yerleştirilmiş ve yaşamının son 6 yılını bu sarayda geçirmiştir. Beylerbeyi Sarayı Cumhuriyet'in ilk yıllarında çeşitli etkinlikler, devlet toplantıları ve yabancı devlet konuklarının ağırlanması için kullanılmış, 1925 yılında Milli Saraylar Başkanlığı yönetimine bırakılmıştır. 

Beylerbeyi Sarayı; saray binası, Sıbyan Mektebi (İlköğretim kurumu), imaret mutfağı, kayık limanı, tünel, cami, hamam, bahçeler, köşkler, ek yapılar, heykeller, havuzlar içeren bir kompleks olarak inşa edilmiştir. Yaklaşık 2500 metrekarelik alan üzerine inşa edilen ve yine yaklaşık 65x40 metre boyutlarında olan Beylerbeyi Sarayı binası; Mabeyn-i Hümayun, Hünkar Dairesi ve Valide Sultan Dairesi olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Sarayın; Selamlık, Harem ve Koltuk Kapısı olmak üzere üç girişi vardır. Saray 2 normal kat ve bodrum olmak üzere 3 katlı bir yapı olup ilk iki katın planı, ortada büyük bir salonun çevresinde konumlanan odalar şeklinde tasarlanmıştır. Saray binasında toplam 6 salon, 24 oda, hamam ve banyo bulunmaktadır. Sarayın katlarında, kat planlarının tam orta merkezlerinde, Havuzlu Salon, Mavi Salon ve Sedefli Salon yer almaktadır. Sarayın genel kullanımında; Hünkar Dairesi içinde 2. Abdülhamid'in vefat ettiği yatak odası, çalışma odası, hünkar hamamı, esvap odası (Giysi-giyinme odası), kabul odası, yemek odası gibi padişaha özel mekanlar; Valide Sultan Dairesi içinde hazinedar kalfalara ait odalar, esvap odası, yemek odası ve misafir odası gibi odalar yer alır. 

Beylerbeyi Saray Kompleksi ilk zamanlarda çok daha geniş bir alana yayılı durumda iken, Beylerbeyi-Kuzguncuk yolunun yapılması, Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı'na arazi devri, Hacı Sabancı Anadolu Lisesi ve Boğaziçi Köprüsü'nün yapılması sonucu sarayın bahçeleri bölünmüş ve küçülmüştür. Bahçeler günümüzde yaklaşık 70.000 metrekarelik alanı kaplamaktadır. Bu kompleks içinde, sarayla beraber üst bahçelerde bulunan Mermer Köşk, Sarı Köşk ve Ahır Köşkü ve birkaç yapı daha günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır. 
Yazar Notu: Beylerbeyi Sarayı'nı 2024 yılı kasım ayında ziyaret etmiştim. Diğer ayakta kalmış Osmanlı Sarayları'na nazaran daha mütevazi bir alana kurulmuş saray kompleksinin özellikle saray binası iç dekorasyonuna hayran kalmıştım. Bu geziye dair daha detaylı yazımı Beylerbeyi Sarayı Hakkında Merak Edilenler başlığına tıklayarak okuyabilirsiniz.

Ziyaret Bilgileri: Pazartesi Günü, Yılbaşı, Ramazan Bayramı 1. Günü, Kurban Bayramı 1. Günü hariç haftanın her günü 09.00-17.30 saatleri arası
Adres: Beylerbeyi Mahallesi, Abdullah Ağa Caddesi, No:12 Beylerbeyi/Üsküdar
Telefon: 0216 321 93 20

Yazar Notu: Fatih Sultan Mehmed'in 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul'u fethetmesinden sonra İstanbul'da inşa edilen ilk Osmanlı Sarayı olma özelliği taşıyan Eski Saray'dan (Yapım tarihi 1455-1458), inşa edilen son Osmanlı Sarayı olma özelliğine sahip Poligon Sarayı'na kadar (Yapım tarihi 1891) geçen süre zarfında padişahlar, hanım sultanlar, önemli mevkideki paşalar adına birçok saray yaptırılmış, (Evliya Çelebi, İstanbul'da saray olarak adlandırılan 92 yapıdan bahsetmektedir) fakat bu saraylardan sadece Topkapı Sarayı, Yıldız Sarayı, Dolmabahçe Sarayı ve Beylerbeyi Sarayı sağlam bir şekilde günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Ayakta kalmayı başarabilmiş bu sarayların her biri birbirinden gösterişli ve ihtişamlı. Özellikle saray bina yapılarının oda dekorasyonları, süslemeleri o dönemin tüm görkemini yansıtıyor. Tarihimizde yer etmiş bu sarayları yerinde gezip görmek en güzeli olacaktır. Milli Saray statüsündeki bu sarayların hepsinde Müzekart geçerli olup saray yapıları içinde bazı bölümlerde Müzekart geçmemektedir. Bu bölümleri Milli Saraylar internet sitesinden öğrenebilirsiniz. 

Kaynaklar: academia.edu / acikbilim.yok.gov.tr / İlber Ortaylı ''Mekanlar ve Olaylarıyla Topkapı Sarayı'' / istanbultarihi.ist / millisaraylar.gov.tr / nek.istanbul.edu.tr / yildizsarayivakfi / wikipedia.org