Sıkıldığınız, bunaldığınız, enerjinizin düştüğü anlarda size bir nebze de olsa iyi gelecek, kendinizi iyi hissettirecek, yüzünüzde tebessüme neden olacak bir kitap önerim var bugün. Yayınlarını severek takip ettiğim Ceres Yayınları' ndan Seda Küçük imzalı Düş Yakamdan..
Seda Küçük' ün yayınlanmış Siyah Gelinlik, Yabancı Ses, Yoksul Ruh, Öznesi Sen ve Sarı Yaz adlı eserlerinden sonra 6. kitabı olma özelliği taşıyan Düş Yakamdan' ın ilk baskısı 2019 senesi aralık ayında yapılmış. Roman türündeki eser 256 sayfa.
Kitap ile ilgili ayrıntılardan ve altını çizdiğim satırlardan önce arka kapaktaki tanıtım yazısını paylaşayım.
Küçükken hepimiz peri masallarıyla büyütüldük. Güzel prenses, kendisini kötülerden kurtaran yakışıklı prens ile evlenir ve sonsuza kadar mutlu mesut yaşarlar. Ama büyüdüğümüzde gördük ki dünya toz pembe değil. Her renk var içinde. Hatta renksizlikler de vardı. Siyahıyla, beyazıyla…
Selin’ in hikayesi de, her kadın gibi. Ciddi ama bir o kadar da komik ve eğlenceli. Gözyaşlarıyla, kahkahalarıyla, sevdikleriyle ve sevildikleriyle… Peri masallarına inanan aptal aşık haliyle, ruh eşini yanlış bedenlerde aradı. Ve şimdi biten bir aşkın ardından yeniden ayağa kalkıyor. Peki ama nasıl?
Kendi hayat yolunu çizmeye çalışan bir kadının aile, toplum, eş-dost çengeline takılan harika anıları ve tüm maceraları.
Kim bilir belki kitabın içinde sizin de yaşamınızdan kesitler var.
“Hayatıma giren kaçıkların uzun ve eğitici bir listesini yapabilirim. İyi ki varlar, iyi ki kaçıklar. Onlar sayesinde yıkılmadım, hayattayım.”
Kitabı okurken bir sürü satırın altını çizdim, birkaç tanesini yazmadan önce Düş Yakamdan' ın konusunu özetleyeyim önce;
'' Selin, küçük yaşta tanıştığı alerji yüzünden zor bir çocukluk geçirir ve yiyerek mutlu olduğunu fark eder. Üzgünken, sinirliyken, mutsuzken tek tesellisi yemek olmuştur ama en çok da aşk acısı çekerken yemek yiyerek avutur kendini. Kilolarla başının yeterince dertte olduğu yetmezmiş gibi bir de üstüne üniversitede seramik bölümünde okurken aşık olduğu Kerem' in ihaneti, kardeşi ispiyoncu Esra' yla çekişmeleri, yemesine içmesine yatmasına kalkmasına yani her şeyine karışan annesi Cavidan, gelininden hiç haz etmeyen babaanne Cevriye, Kerem bunalımından çıkartmak için kendisine buluşma ayarlayan arkadaşları Merve ve Tuğçe de eklenince işler iyice sarpa sarar Selin' in hayatında. Gittiği bir iş görüşmesi sonrası kilolarından kurtulmaya bu sefer kesin karar verir. Yeterince karışık hayatına bir de kendisine dönmek isteyen çocukluk aşkı Ferhat, platonik bir şekilde peşine düşen hobit Selçuk, beşik kertmesi Fikret, Bodrum' daki tamircinin oğlu Hüsamettin ve kardeşinin oyunuyla hayatına dahil olup kalbinde kelebekler uçuşturan Yavuz da dahil olur. Yavuz da Selin' den hoşlanır ve onunla görüşmek ister. Fakat ortada kocaman bir yanlış anlama vardır. Yavuz, Selin' in 57 kilo olduğunu sanır oysaki Selin 73 kilodur. Babasının işi nedeniyle Selin ve ailesi Bodrum' a taşınır. Selin, Yavuz' un ısrarla yüz yüze görüşme teklifini sonunda kabul eder. Ama ortada vermesi gereken bir 16 kilo kadar fazlalık vardır. ''
Bu yüz yüze görüşme gerçekleşir mi, Selin kısa sürede kilolarından kurtulur mu, Yavuz ve Selin mutlu sona ulaşırlar mı? Onları da kitabı okuyarak öğrenin artık.
Kitaptan altını çizdiğim birkaç alıntıyı da paylaşayım sizinle;
" Beş paralık adamsın ama milyonluk tavrın var..."
️'' Ruhum o kadar yorgundu ki kendimi Volvo' ya çarpmış Hacı Murat gibi hissediyordum, darmaduman. ''
'' Üzüntümün bile ölçü birimi kilogram..."
'' Hayvansever hatunların sıklıkla başına gelen bir durumdur öküzün birine aşık olmak. Oysaki bir yerde okumuştum kadınların sadece dört hayvanı sevdiğini. Kapıdaki jaguarı, gardıroptaki vizonu, yataktaki boğayı bir de bütün bunları sağlayan eşeği. ''
'' Kendime öyle bir yalnızlık inşa ediyorum ki, TOKİ görse direkt projemi çalar. ''
'' Polyanna beni görse, bu benden de salak der. ''
'' Şişkoyum çünkü her şeyi içime atıyorum."
'' Üç kuruşluk aklım var o da beş karış havada zaten. ''
Aslında altını çizdiğim o kadar çok satır var ki, içlerinden ancak bu kadarını seçebildim ben. Alıntılardan da anlayacağınız üzere eğlenceli bir o kadar da tebessüm ederek, bolca gülerek okuduğum bir kitap oldu Düş Yakamdan. Selin' in gerek ailesiyle, gerek arkadaşlarıyla gerekse kendiyle olan esprili, hazır cevap konuşmaları tam kamyon arkası yazısı olacak türdendi. Özellikle son bölümlere doğru yaşamı ile ilgili vereceği kararları merakla okudum. Zayıflayacak mı? Taliplilerinden hangisini seçecek? Yavuz' la barışacak mı? derken bir çırpıda bitirdim kitabı. Yazarın anlatımı o kadar günlük, anlaşılır, sade ve doğaldı ki. Bu arada yazar Seda Küçük hakkında araştırma yaparken, Selin karakterine kendi hayatından '' seramik bölümünden mezun olması, kalemkar olarak çalışıp boya ve toz alerjisi yüzünden mesleğini bırakması '' gibi özelliklerle can vermesi dikkatimi çekti. Bu ufak detaylar hikayeye gerçeklik ve içtenlik katmış bence. Bolca gülmeye, tebessüm etmeye, dertlerimizden, sıkıntılarımızdan kısa bir süreliğine de olsa kurtulmaya ihtiyacımız olan şu günlerde bana çok iyi geldi bu kitap..
Yeşimle Her Telden Sosyal Medya Hesaplarım
