Yeşilin bin bir çeşidiyle, mavinin her tonuyla, bereketli toprağıyla, bir durgun bir dalgalı deniziyle, aynı gün hem güneş çıkan hem yağmur yağan havasıyla, toprak altından gelen doğal kaynak sularıyla, yazın sıcağında serinlik veren yaylasıyla, fındığıyla, çayıyla, mısırıyla, yöresel yemekleriyle, horonuyla, şahsına münhasır insanıyla, yerel şivesiyle bir başkadır Karadeniz.
Memleketim Ordu da Karadeniz'in nadide illerinden biridir. Hele Perşembe. Dünyaca ünlü Cittaslow (sakin şehir) unvanı almış, hırçın Karadeniz'in sakin limanı Perşembe bir başkadır.
İstanbul-Ordu arası yaklaşık olarak 890 kilometre ve arabayla 10-11 saatlik bir mesafe. Tabi bizim çocuklarla gidişimiz 12-13 saati buluyor, dur-kalklarla. Gece yolculuğu yapıp çocuklar uyurken yola çıkmak en güzeli. En azından gün ışıyana kadar bayağı bir yol almış oluyoruz biz. Perşembe yolculuğumuz sırasında sırasıyla; İzmit, Adapazarı, Bolu, Ilgaz, Tosya, Osmancık, Merzifon, Samsun, Çarşamba, Terme, Fatsa ve Perşembe güzergahlarını takip ediyoruz. Ordu il merkezi Perşembe ilçesinden sonra geliyor.
Gece yolculuğumuzun ilk molası İzmit çıkışı üst geçit Mc.Donald's restoranın olduğu dinlenme alanı. Üst geçitte girişte pişmaniye satış mağazası, üst katta Mc.Donald's, Sultanahmet Köftecisi, Kafkas Şekerleme var (açılan kapanan mağaza var mıdır bilemiyorum). Üst geçit restoranların olduğu alan çok büyük ama tam otoban üstü olduğundan her daim kalabalık. Burada benzin istasyonu, tuvalet, kafe, market vb. ihtiyaçlara yönelik yerler var.
İkinci mola yerimiz Ilgaz. Gece yolculuğunda Egemen ve Derin arabada uyudukları için genelde Enginle ben ihtiyaç molaları için duruyoruz. Biraz da ayılmak için. Bu anlamda Ilgaz'ın insanı kendine getiren soğuk bir havası var. Ilgaz'a geldiğimizde sabahın ilk aydınlanması da başlamış oluyor.
Merzifon-Havza arasındaki 280 metrelik 19 Mayıs tünelini geçip Çakallı'ya geliyoruz. Çakallı bizim sabah kahvaltımızın vazgeçilmez yeri. Çünkü hiçbir yerde yemediğim enfes menemen yapılıyor burada. Favori menemencimiz gidiş istikametimizde yolun karşısında kaldığından daha ziyade Perşembe'den İstanbul'a dönüşte uğrarız buraya. Havza, Çarşamba, Terme, Fatsa derken Karadeniz sahil yoluna çıkıyoruz.
Ordu-Trabzon sahil yolu derken Perşembe sahil yolu tabelaları da görünmeye başlıyor yavaş yavaş. Türkiye'nin en uzun 2. tüneli unvanına sahip, 2007 senesi açılışlı Nefise Akçelik Tüneli, bol virajlı sahil yolu karayoluna alternatif, yolculuğumuz sırasında bize zamandan bayağı tasarruf ettiriyor. Karadeniz'in bol yeşillikli doğası da bizleri karşılıyor aynı zamanda.
Ordu il tabelası göründü ama il merkezi Perşembe'den sonra geliyor. Ordu'ya gelmeden önce sahil yolunda Perşembe sapağından girince memleketime de ulaşmış oluyoruz. Perşembe'ye tünel çıkışı yolu takip ederek geldiğimizde girişte Perşembe tabelası karşılıyor bizi. (2015 senesi nüfus tabelası).