Türkiye'de özel teşebbüs tarafından turizme açılıp işletilen ilk mağara olan Dim Mağarası'nın bir bölümü tarih öncesi ve tarihi devirlerde insanlar tarafından yaşam alanı olarak kullanılmış, turizme açılana kadar zaman zaman keçi barınağı olarak da değerlendirilmiş. Mağaranın ortaya çıkartılması MTA'nın (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü) katkılarıyla 1986 yılında olmuş ve 1990 yılında ''doğal sit'' ilan edilmiş. 1999 yılında da turizme kazandırmak için hizmete açılmış.
1 milyon yaşında olduğu tahmin edilen Dim Mağarası, doğal ve karstik bir mağara olup, karbonik asitçe zengin, yağmur ve kar sularının kireç taşı kayalarını eritmesi sonucu oluşmuş. Mağarayı şekillendiren yer altı suları derinlere inerek Dim Çayı seviyesine kadar ulaşmış. Mağaranın genişlemesi durmuş ama damlataş oluşumları yer yer devam ediyormuş.
Mağaranın toplam uzunluğu 410 metre ama sadece 360 metrelik bölümü ziyarete açık. Ziyarete açık bölüm yer yer tahta iskeleler, bol basamaklı inişli çıkışlı merdivenler, aydınlatmalarla düzenlenmiş. Mağaranın eni ve yüksekliği genellikle 10-15 metre civarında. Yolların her iki tarafından da sarkıtlar, dikitler, perde ve makarna oluşumlar rahatça izlenebiliyor.
Mağara, Pamukkale Salonu, Org Salonu, Avizeli Salon, Göl Salonu olmak üzere 4 ana salon ve geçitlerden oluşuyor. Tüm salonlar çeşitli sarkıt, dikit, sütun, perde, makarna ve duvar oluşumları gibi damlataşlar ile dolu. Mağara içi sıcaklığı yıl içinde sabit olup, 18 derece. Yani yaz sıcağında dışarısı yakarken mağarada serin bir ortamda dolaşıyorsunuz.
Mağara içinde yer yer küçük havuzlar bulunuyor ama en çok ilgi çekeni mağaranın sonunda, girişten 17 metre daha derinde ki Göl Salonunun sonunda yer alan 200 m² su yüzeyi bulunan küçük göl ve burada biri anneye biri çocuğuna benzetilen "Anne ve Çocuk" adı verilen heykel oluşum.
Deniz seviyesinden 232 m yükseklikte ve 1.691 m yüksekliğindeki Cebel Reis Dağı'nın batı yamacında yer alan Dim Mağarası, Alanya'ya 11 kilometre uzaklıkta. Dim Mağarası'na, Alanya'dan Kestel Beldesi üzerinden, Dim Çay Vadisinden ve Tosmur Beldesi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Yolunuzun üstündeki Dim Çayı'na mağara dönüşü uğramanızı tavsiye ederim, böylelikle daha uzun süreli keyfini çıkartabilirsiniz çayın. Zira mağarayı dolaşmak çok fazla zamanınızı almayacaktır. Dim Mağarası'na giden yol boyunca manzaranın, temiz havanın tadını çıkartın doya doya. Özel turların da düzenlendiği mağaraya kent merkezinden kalkan dolmuşlarla da ulaşabilirsiniz. Aracınızla gelirseniz otopark sorunu yaşamazsınız. Mağaranın olduğu yerde hediyelik eşya satan bir kaç mağaza ve gişe var. Giriş ücreti için gişeye ödeme yapıp mağara girişine geçebilirsiniz artık.
İster mağaraya girmeden önce ister mağaradan çıktıktan sonra yapın ama muhakkak seyir teraslarından çevrenin doğal güzelliklerini izleyin. Alanya Yarımada'dan, Alanya Kalesi'ne, Dim Çayı'ndan Toroslara uzanan muhteşem bir manzara var. Mağara gezisi ve seyir keyfi yaptıktan sonra burada ki Restoran-Kafe'de yeme-içme molası verebilir, Akdeniz’in masmavi sularını ve panoramik Alanya manzarasını seyredebilirsiniz.
Dim Mağarası'na hayran kaldığımı söyleyeceğim. Eğer Damlataş Mağarası'nı gezip sonra Dim Mağarası'na gelirseniz bu mağaranın büyüklüğüne, atmosferine, oluşumuna hayran kalacağınıza eminim. Damlataş Mağarasından daha büyük ve daha muhteşem bir mağara sizi bekliyor görmeniz için. Mağara'da ve mağara dışında görülmesi, fotoğraflanması gereken o kadar çok detay var ki, en iyisi buralara gelirseniz kendiniz deneyimleyin bu güzelliği.
Adres: Dim Mağarası İşletmesi, Kestel - ALANYA
Telefon: 0242 518 22 75
Dim Çayı
Alanya ilçe merkezinin doğusunda, yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta, Akçatı Köyü sınırları içerisinde yer alan Dim Çayı, Toroslar’ın eteklerinden başlayarak yaklaşık 60 kilometrelik bir yol izleyip Alanya’nın güneyindeki Tosmur ve Kestel Mahalleleri sınırlarından Akdeniz'e dökülüyor.
Dim Çayı'nın üst kısımlarındaki 5,5 kilometrelik parkurda rafting yapma olanağı var. Çayın son kısımlarına paralel giden yolun üzerinde de piknik alanlarıyla birlikte pek çok restoran ve çay bahçesi bulunuyor. Bunların hemen hemen hepsinin ortak özelliği, yemek masaları ve sandalyelerin berrak ve soğuk Dim Çayı suyunun içinde olmaları. Teras ve ahşap platformdaki masalarda yemeğinizi yiyebilir, dinlenme localarında yorgunluk atabilirsiniz. Yaz kış soğuk olan su, yazın Akdeniz'in bunaltıcı sıcağından kaçmak isteyenler için iyi bir çözüm. Bu tesislerde ayrıca, güneşlenme şezlongları, çocuk parkı, su kaydırağı, mini şelale ve mini market gibi hizmetler de veriliyor.