29 Mayıs 1453 - İstanbul Neden ve Nasıl Fethedildi?

İstanbul (Bizans İmparatorluğu dönemindeki adıyla Konstantinopolis), Roma İmparatoru I. Konstantin döneminden (MS. 330) beri imparatorluğun başkentiydi ve jeopolitik konumu nedeniyle 11 yüzyıl boyunca ele geçirilmeye çalışılmıştı. 

Osmanlı Döneminde İstanbul'u Fethetme Çalışmaları
Osmanlılar da şehri daha önce kuşatmıştı. 
- Orhan Gazi döneminde, Matheos Asanis Kantakuzinos'un Bizans tahtına geçmesi sağlanmış ve ödül olarak alınan Çimpe Kalesi (Gelibolu Yarımadası'nda yer alan bir kale) ile Rumeli'de ilk kez toprak kazanılmıştı.
- Rumeli'ye geçişle beraber, bölgede sınırları genişleyen Osmanlı Devleti, ilk kez I. Bayezid komutasında, 1395 yılında İstanbul'u kuşattı. Bir sene sonra kuşatma tekrar başladı. I. Bayezid, Bizans'ın deniz bağlantısını tümüyle koparmak için Anadolu Hisarı'nı inşa ettirdi. 
- I. Bayezid'in oğullarından olan Musa Çelebi tarafından, 1412 yılında İstanbul tekrar kuşatıldı. 
- İstanbul'un bir diğer kuşatılması ise II. Murad döneminde oldu. 
- İstanbul'un son kuşatılması ise II. Mehmed olarak bilinen Fatih Sultan Mehmet'in, 29 Mayıs 1453'de İstanbul'u fethetmesiyle sonuçlandı.
II. Mehmed'i İstanbul'un Fethine Hazırlayan Süreç
1444'te tahtından feragat eden II. Murad, kendi isteğiyle yerini oğlu Mehmed'e bıraktı. II. Mehmed tahta geçtiğinde 12 yaşındaydı. Bu değişiklik üzerine Haçlı ordusu Osmanlı'nın üzerine yürüdü. Sultan Mehmed'in babasına gönderdiği, "Baba, eğer padişah siz iseniz geliniz ve ordunun başına geçiniz, yok eğer padişah ben isem size emrediyorum gelip ordunun başına geçiniz." tarihi mektubu üzerine, II. Murad geri gelip, başkomutan olarak yönettiği Varna Muharebesi'ni kazandı ve tekrar tahta çıktı. Tahttan indirilen veliaht Mehmed ise Manisa'ya gönderildi.

II. Murad, 1445'te tahtı tekrar oğlu Mehmed'e bıraktı. Mehmed'in hükümdarlığında, Edirne'de yangın ve yağma olayları yaşanınca Mehmed tekrar tahttan indirildi. II. Mehmed, 1451'de babasının ölümü üzerine son defa tahta çıktığında 19 yaşındaydı. 

Osmanlı tahtına geçen II. Mehmed döneminde, İstanbul şehrinin etrafı bütünüyle sarılmış durumdaydı. II. Mehmed'in amacı, Tuna'nın güneyindeki Balkan toprakları ile Fırat'ın batısındaki Anadolu topraklarını alarak, büyük dedesi Yıldırım Bayezid'in oluşturmaya çalıştığı merkeziyetçi imparatorluğu kurmaktı. Ancak Bayezid'in aksine, bunu yapmak için önce Konstantiniyye'yi alması gerektiğini düşünüyordu. 
İstanbul'un Fethinin Nedenleri
İstanbul'un fethedilmesinin, Osmanlı Devleti açısından dini, siyasi, coğrafi ve ekonomik olarak önemi ve gerekliliği bulunuyordu.
  • Bunun ilk sebebi, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) bir hadisinde belirttiği: ''Konstantiniyye'' elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir” müjdesine ulaşmaktı.
  • Bizans'ın, şehzadeleri kışkırtıp birbirlerine düşürerek taht kavgasına tutuşmasına neden olması.
  • Bizans'ın, Osmanlı Devleti'nin Rumeli'deki ilerlemesine ve büyümesine engel olması.
  • Bizans'ın, Anadolu beyliklerini Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtarak, Anadolu'daki Türk birliğini bozmaya çalışması.
  • Bizans'ın, Avrupa-Hristiyan dünyasını kışkırtıp, Haçlı Seferleri'ne zemin hazırlaması.
  • Osmanlı Devletinin, Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki bağlantıyı sağlayarak, askeri geçişin kolaylaştırılmasını istemesi.
  • Osmanlı Devletinin, kara ve deniz ticaretinde avantajlı konuma geçerek, İpek Yolu'nun Avrupa'ya açılan koluna hakim olma isteği.
İstanbul'un Fethi İçin Yapılan Hazırlıklar
Mehmed kuşatma hazırlıklarına 1451 sonlarında başladı. 
  • Kuşatmaya denizden destek verilmesi için 400 parçalık donanma hazırlandı. 
  • Boğaz'ın Anadolu yakasında, büyük dedesi Bayezid'in yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısına, o dönemde Boğazkesen adı verilen Rumeli Hisarı'nın inşa emrini verdi. 
  • Dönemin en büyük topları (Şahi) döktürüldü. 
  • Ha­van topları icat edildi. 
  • Surlara yaklaşmak için te­kerlekli kuleler yapıldı. 
  • Avrupa'dan, karadan gelecek yardımları engel­lemek için Balkanlarda bir ordu hazır tutuldu. 
Hisarın, 1452'nin ağustos ayında tamamlanmasıyla, Boğaz'ın kontrolü Osmanlıların eline geçmiş oldu. Boğaz'dan geçecek gemiler bundan böyle geçiş parası ödemek zorundaydı. Aksi halde gemiler top atışıyla batırılacaktı.
Mehmed'in, karadan kuşatmanın yeterli olmayacağını düşünerek hazırlattığı donanma, bahar aylarında Boğaz'ın Marmara girişine vardı. Osmanlı Ordusu da 23 martta Edirne'den hareket ederek 2 nisanda Konstantiniyye'ye ulaştı. Aynı gün Haliç'in girişi, Bizanslılar tarafından zincirle kapatıldı. 

6 Nisan 1453 tarihinde kuşatmalar başladı. Donanmasının Haliç'e inmesi gerektiğini anlayan Mehmed, 70 kadar gemiyi karadan (Bugünkü Dolmabahçe'den Kasımpaşa'ya uzanan güzergah) döşediği kalaslar ve silindirler üstünde, 22 nisan sabahında Haliç'e indirtti. Osmanlı Ordusu 53 gün süren kuşatmanın ardından 29 Mayıs 1453'te İstanbul'u fethetti.
İstanbul'un Fethinin Sonuçları

İstanbul'un Fethinin Türk Tarihi Açısından Sonuçları
  • Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemi bitti, yükseliş dönemi başladı.
  • Osmanlı Devleti'nin Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki Bizans'ın yarattığı tehlike ortadan kalktı.
  • Karadeniz ve Akdeniz arasındaki ticaret yolu ile İpek Yolu Türklerin kontrolüne geçti.
  • İstanbul, Osmanlı Devleti'nin başkenti yapıldı
  • II. Mehmed, ''Ülke alan, ülke açan'' anlamına gelen ''Fatih'' unvanını aldı.
  • Osmanlı Devleti'nin İslâm Dünyası'ndaki saygınlığı arttı.
  • Fener Rum Patrikhanesi Osmanlı himayesine girdi.
  • Türklerin Avrupa'da ilerleyişi hız kazandı.
İstanbul'un Fethinin Dünya Tarihi Açısından Sonuçları
  • 1000 yıllık Bizans Devleti sona erdi.
  • İstanbul'un fethi, Orta Çağ'ın sonu, Yeni Çağ'ın başlangıcı kabul edildi.
  • Kalelerin ve surların top gülleleriyle yıkılacağı anlaşıldı. Bu gelişmeler, Avrupa’da derebeylik rejiminin gücünü kaybetmesini ve mutlak krallıkların güçlenmesini sağladı.
  • Fetihten sonra İtalya'ya giden Bizans bilginleri Rönesans hareketinin başlamasında etkili oldular.
  • Ticaret yollarının Osmanlı Devleti'nin eline geçmesi, Avrupalıları yeni arayışlara yöneltti ve Coğrafi Keşiflere sebep oldu.
  • Avrupa ülkeleri İstanbul'da ilk sürekli elçilikler kurmaya başladılar.
  • Ortodokslar koruma altına alınarak Avrupa'nın dini birliği önlendi.