Çanakkale'de Gezilecek Yerler

Çanakkale ile ilk tanışmam şu an tam hatırlayamasam da orta okulun sonlarına doğru ya da lise dönemlerinde olmuştu. (Bizim zamanımızda  4+4+4 olmadığı için eski hesap ilk okul, orta okul, lise idi o dönemde okuyanlar iyi bilir). Babam emekli olmadan önce, deniz yollarında çalışırken, görevi icabı ayın 10-15 gününü Çanakkale'de geçirirdi, biz de 3 kardeş İstanbul'da annemle beraber kalırdık. Okullarımızın yaz tatiline girmesiyle tatilimizi yapmak için ilk kez Çanakkale'ye getirmişti babam bizi. Kamping bir bölgede 4 kişilik bir çadır kurup kamp yapmıştık. Devlette çalışıp 5 nüfus bakan birinin de 5 yıldızlı tatil köylerinde tatile götürmesi beklenemezdi doğal olarak. Ama babam yine de tek başına çalışıp bize bakması, okutması, evin geçimini sağlamasının yanında artırıp bir de tatile getirmişti ya, bizim için büyük lükstü bu tatil. Çadırda kalmak, güne denizin şırıltısıyla başlamak, bir şeyler atıştırıp hemen denizin tadını çıkartmak, eski Truva kentini, Truva atını, şehitlikleri gezmek ne büyük bir maceraydı bizim için. O zamandan bir gönül sevdam olmuştu zaten Çanakkale'ye.
2. tanışmam ise daha bilinçli bir yaşta, ilk girişimde yüksek puan aldığım halde yanlış sıralama hatasından kazanamayıp, 2. kez ÖSS ve ÖSYM'ye ( o zamanlar öğrenci seçme sınavı, ölçme seçme ve yerleştirme merkezi idi adları) girmemle ''olsun da hangisi olursa olsun'' mantığı ve daha önce gitmiş görmüşlüğümden dolayı tercih edip kazandığım Çanakkale 18 Mart Üniversitesi'nde okumam sebebiyle olmuştu. Okulum Çanakkale'ye bağlı Bayramiç ilçesinde idi. Orada bulunduğum, okuduğum yıllar hayat tecrübesi edinme adına çok şey kazandırmıştı bana. Yaşadıkça, gezdikçe, gördükçe daha çok sevmiştim bu şehri. Şimdi yazdıkça aklıma Apo lakaplı hocamızın ''takılmadan bitirin okulunuzu, buranın kış soğuğu, yaz sıcağı meşhurdur'' diyen sözleri geldi. Okul yıllarında Geyikli'yi, Bozcaada'yı, Çanakkale merkezi, kıyısından Ezine'yi de tanıma fırsatım olmuştu. Okulum bittiğinde ayrılmak da hüzünlü olmuştu tabi.
Anafartalar Otel'in terasından Kilitbahir Kalesi ve ''Dur Yolcu'' 
Ve Çanakkale'yi 3. kez görme şansım evlendikten ve Egemen doğduktan 1 sene sonra oldu. Bu sefer turistik amaçlıydı ziyaretimiz, tarihsel bir gezinti için Çanakkale'deydik. 2010 senesinin kasım ayıydı. Hafta sonumuzu geçirmek, tarihe damga vurmuş bu şehri turlamak için 2 günlüğüne gelmiştik. Deniz kıyısında, Çanakkale-Kilitbahir Feribot İskelesi'ne sadece birkaç adım uzaklıkta olan Anafartalar Otel' inde konaklamıştık 1 gece. Zaten tüm gün dışarıda olup şehri gezeceğimizden oda + kahvaltı sistemini seçmiştik. Kahvaltı salonu en üst katta, manzaralı bir terastı. Şehir, deniz, karşı yaka o kadar güzel görünüyordu ki. İnternette araştırma yaparken 2012 senesine ait bir haberde, Anafartalar Otel' inin, Kent Meydanı Projesi ve iskele meydanı düzenleme çalışmaları kapsamında yıkılacağı, bina yıkıldıktan sonra bu alanın yandaki meydana ilave edilerek bu noktada daha geniş bir meydan oluşturulacağı yazıyordu. Bunu da dip not olarak belirteyim. Gelelim 2 günlük Çanakkale gezimizin notlarına.
Çanakkale gezisi 1. gün
Aynalı Çarşı
Kahvaltıdan sonra ilk durak meşhur Aynalı Çarşı. İstanbul’daki Kapalı Çarşı’nın küçük bir benzeri olan, içinde daha ziyade Çanakkale ile özdeşmiş hediyeliklerin satıldığı dükkanların bulunduğu Aynalı Çarşı (ya da Halyo Çarşısı) 1889 senesinde Musevi cemaatinin ileri gelenlerinden Eliyau Hallio tarafından yaptırılmış. Çarşının asıl adı "Passage Hallio" imiş. Gelibolu Savaşı sırasında bombalanmış ve yangınlarla yıkıntı haline gelmiş. Mondros Ateşkes Anlaşması peşi sıra Çanakkale’yi işgal eden İngilizler, 1918-1921 yılları arası çarşıyı atlarının barınağı, “ahır” olarak kullanmış. 1967'de Sadi Fenercigil’in belediye başkanlığı döneminde bugünkü halini almış. Bir rivayete göre eskiden atlar için koşum ve süs eşyası yapan dükkanların, “ayna” denilen “at gözlüklerini” çarşıda satmalarından dolayı bir tür benzetme olarak “Aynalı Çarşı” adının kullanılmakta olduğu sanılmaktadır. Bir başka rivayette ise çarşının girişindeki aynalardan dolayı bu adı aldığı yönündedir. Bu arada “Çanakkale içinde Aynalı Çarşı, Ana ben gidiyom, düşmana karş..” dizeleri ile ünlenen Çanakkale Türküsünün Kastamonu yöresine ait olduğunu biliyor muydunuz?

Aynalı Çarşı'dan sonra kısa bir şehir merkezi turu. Ana caddelerde adım başı bir tarihle karşılaştık desem yeridir.
Çanakkale merkez kordonda sergilenen 2004 yapımı, başrollerinde Brad Pitt, Eric Bana, Orlando Bloom ve Diane Kruger'ın olduğu, Troy (Truva) filminde kullanılan tahta at.
Kordonda sergilenen bir başka eser, Antik Truva şehrinin maketi.
İntepe Beldesi-Hisarlık Tepesi'ndeki Truva Antik Kenti
Homeros'un İlyada Destanında öyküsü anlatılan bilinen adıyla Truva, antik ismiyle Troya M.Ö. 3000'de kurulmuş. M.S. 500'e kadar da 3500 yıl kesintisiz yerleşim olmuş. Troya doğal afetler, yangınlar, savaşlar sonucu dokuz kez yakılıp yıkılmış, aynı yerde tekrar kurulmuş, böylece üst üste dokuz kültür tabakası oluşmuş. Truva antik kenti ilk kez 1871'de, kimilerince arkeolojinin babası, kimilerince ise mezar soyguncusu olarak tanımlanan Alman amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından başlatılan çalışmalarla açığa çıkarılmış. Ama maalesef büyük bir krallığın hazineleri olan paha biçilemez taçlar, tokalar, gerdanlıklar, küpeler, yüzükler, bilezikler, bakır ve tunç miğferlerin olduğu 8 bin parçadan oluşan hazine, Schliemann ve eşi tarafından 1873 yılında Türkiye’den yurt dışına kaçırılmış.
Truva Atı
Truva Atının hikayesini birçoğunuz biliyorsunuzdur. Antik Truva şehrinin kralı olan Priamos'un oğlu Paris, Sparta Kralı Menelaos’un karısı Helen’i Truva'ya kaçırır. Menelaos, müttefiklerini de alarak Truva’ya savaş ilan eder. Savaş yıllarca sürer. Kesin bir sonuç çıkmayınca Akhalılar tahtadan dev bir at yaparlar, birçok iyi asker atın içine gizlenir, ordunun kalanı gözden uzaklaşır. Atın yanında bir tek asker bırakılır. Truvalılar, atı savaş ganimeti olarak almaya giderler ve atın yanındaki asker, ordusunun kaçtığını kendisinin de kurban bırakıldığını anlatır. Truvalılar tahta atı içeri alırlar. Zafer eğlenceleri başlar. İçkinin etkisiyle zayıf düşen Truva ordusu birden karşısında attan çıkan savaşçı Akhalıları bulur. Akhalı ordusu da Truva kapılarına yanaşmıştır. Attan çıkan askerler onları da içeri alır ve Truvalıları avlarlar. Şehri yakıp yıkarlar. Helen'i de alıp memleketlerine dönerler. Altta gördüğünüz tahta at eskiden Çanakkale merkezde, kordonda bulunuyordu. Troy filmindeki atın ülkemize getirilmesiyle birlikte bu tahta at Truva Antik Kentine taşındı.
Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı
Hisarlık Tepesi'nden sonra sıradaki durak Çanakkale Şehitler Abidesi, Sembolik Şehit Kabirleri, Meçhul Asker, Mustafa Kemal Atatürk’ün Heykeli, Türk Bahçesi, Vatan ve Milli Mücadele Anıt Rölyefi, Yaralı Asker Anıtının da içinde bulunduğu Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı. 

Çanakkale Şehitleri Abidesi
Çanakkale Savaşlarında şehit düşen yaklaşık 253 bin şehidimizi simgeleyen abidelerin en görkemlisi. Anıtın temeli 17 Nisan 1954'te atılmış, 21 Ağustos 1960 'ta açılışı yapılmış. Üzerinde 25x25 m kaide yer alan, 4 ayak üzerine oturtulmuş olan yapının yüksekliği 41,7 metre, ayakların genişliği 7,5 metre. Anıt tümüyle 62,5 metrekarelik bir alanı kapsamakta. Anıt, Eceabat ilçe sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale Boğazı'nın ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alıyor.
Sembolik Şehit Kabirleri
Çanakkale Muharebeleri sırasında şehit düşen ve bugüne kadar isimleri tespit edilebilmiş 59.408 şehidimizin isimlerini içermekte. Her bir kabrin cam birer yazıtı mevcut. Cam yazıtın bir yüzünde 18, diğer yüzünde 18 olmak üzere her kabirde 36 Şehidimizin ismi, baba adı, rütbesi, memleketi, doğum ve ölüm tarihleri yazmakta. 
Güncel bilgi: Çanakkale Şehitler Abidesi sembolik şehit kabirleri Ekim 2015 itibari ile yenilenmiş olup, eski şeffaf cam olan kabir taşları güneş ışığı, yağmur ve tozlanma yüzünden okunamaz hale gelince yeni yapılandırma ile camlar arasına Türk Bayrağı koyulmuştur.
Mustafa Kemal Çanakkale'de Heykeli
Bu meşhur fotoğrafta, Albay Mustafa Kemal Arıburnu savaş meydanına bakıyor. Heykel, Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale savaşı esnasındaki öyküsünü sembolize ediyor. 
Vatan ve Milli Mücadele Anıt Rölyefi
Türk askerlerinin, 1915'teki Çanakkale Savaşları sırasındaki hizmet ve fedakarlıklarını simgeleyen, 45 metre uzunluğunda ve 3 metre yüksekliğindeki rölyef.
Yaralı Asker Anıtı
Kanlısırt'a çıkan düzlükte kucağında yaralı İngiliz askerini taşıyan Mehmetçik'in mermer bir kaide üzerinde bronzdan yapılmış heykeli.
Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkındaki gezimizde Meçhul Asker ve Türk Bahçesini ziyaret etmeyi atlamışız. Siz bu iki yeri de ekleyin gezi rotanıza.

Seyit Onbaşı Heykeli
Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli parkı gezimizden sonra istikamet Eceabat İlçesi'ne bağlı Kilitbahir Köyü çıkışında bulunan Seyit Onbaşı'nın heykeli. Seyit Ali, 1889 yılında Balıkesir'de dünyaya gelmiş, 1909 yılında Osmanlı Ordusu'na katılmış, Çanakkale Cephesi'nde topçu eri olarak göreve başlamış. 18 Mart 1915'te Müttefik donanmasının Çanakkale Boğazı'nı geçmek için saldırıya geçtiği bir anda yapılan atışlar sebebiyle tabyada bulunan topun mermi kaldıran vinci parçalanınca, 215 kilogram ağırlığındaki top mermilerini sırtlayarak top kundağına yerleştirmiş, üçüncü top mermisi Fransız zırhlısı Bouvet'e ağır yara vermiş. Bu yüzden komutan ona onbaşılık görevini vermiş. Çanakkale savaşından bir gün sonra Seyit Ali Onbaşı'dan top mermisi sırtında fotoğrafı çekilmesi istenmiş ama ne kadar zorlansa da top mermisini kaldıramamış, “Yine savaş çıksın, yine kaldırırım” demiş. Savaşın sona ermesi ile 1918'de köyüne dönmüş, ormancılık ve kömürcülük işlerine devam etmiş. 1934 yılında çıkartılan Soyadı Kanunu ile Çabuk soyadını almış. Seyit onbaşı 1939 yılında verem hastalığı yüzünden hayatını kaybetmiş.
Kilitbahir Kalesi
Kale 1452'de İstanbul kuşatması esnasında, Avrupalı devletlerin Bizans İmparatorluğu'na yardım etmesini önlemek amacıyla Fatih Sultan Mehmet tarafından, Çanakkale Boğazı'nın en dar yerine, Çimenlik Kalesi'nin karşısına yaptırılmış. Üç yapraklı yonca şeklindeki Kilitbahir Kalesinin ana ziyaret alanları Sarı Kule, Geç Dönem Avlusu, Piri Reis ve İç Kule'dir. Kilitbahir'de gün batımı ile ilk gün gezimizi sonlandırdık.
Çanakkale gezisi 2. gün
Bigalı Köyü
2. güne Eceabat, Bigalı Köyü gezisiyle başladık. Bu köyde her yer, sokaklar, evler, dükkanlar Türk bayraklarıyla donatılmış. Yarbay Mustafa Kemal komutasındaki 19. Tümen, 25 Şubat 1915’te Çanakkale muharebelerine katılmak üzere Eceabat’a gelmiş. 19 Nisan 1915'de de tümen karargahını Eceabat’tan Bigalı (Boğalı) köyüne taşımış. 25 Nisan sabahı muharebenin seyrini değiştiren 57. Alay bu köyden harekete geçmiş. Bigalı Köyü 2006 senesinde Opet'in katkılarıyla ''Tarihe saygı projesi'' kapsamında rehabilitasyonu tamamlanarak, yeni bir çehreye kavuşmuş.
Atatürk Evi
Mustafa Kemal'in, Çanakkale Savaşları sırasında 19. Tümen Komutanı olarak geldiği, 19-25 Nisan arasında karargah amacıyla kullandığı Muhtar Hacı Hüseyin Kanyılmaz'ın evi, sonradan müzeye dönüştürülmüş. Evin, alt katta biri büyük, diğeri küçük iki odası var. Ahşap bir merdivenle üst kattaki salona çıkılıyor. Salona açılan üç kapıdan ortadaki en büyük oda Atatürk’ün çalışma odası. Diğer oda yaverine ayrılmış. Atatürk Evi'nde, Atatürk'ün çalışma masası, yatağı, kıyafetleri, bunların yanı sıra tüfek, sandık, yer kapları, divanlar ve fotoğraflar sergilenmekte. O gün kullanılan eşyalardan sadece çalışma odasında ki masa kalmış.
19'uncu Tümen Müzesi
Eski okul lojmanı 19'uncu Tümen Müzesi'ne dönüştürülmüş. Çanakkale Savaşlarından sonra, Atatürk'ün Bigalı'daki karargahına 1969 yılında "M. Kemal Atatürk'ün 1915 tarihindeki 19. Tümen karargahı" ibaresini taşıyan bir levha yerleştirilmiş ve Kültür Bakanlığına devredilmiş. Bakanlık da evi onartarak 1973 yılında ziyarete açmış. Müzede, Çanakkale Savaşında kullanılan birçok silah ve malzeme sergilenmekte.
Büyük Anafarta Şehitliği
Bigalı köyünden sonra ki durağımız Büyük Anafarta Köyü'ndeki Büyük Anafarta Şehitliği. 1915 yılında Anafartalar Cephesi'ndeki muharebelerde şehit düşen bazı askerlerimiz, Büyük Anafarta Köyü Mezarlığına gömülmüşler. Böylece köy mezarlığı, aynı zamanda bir şehitlik halini de almış. Büyük Anafarta Köyü Köy Mezarlığı önünde yer alan, 749 şehidin anıldığı şehitlik, 2005 yılında yaptırılmış. Şehitlikte yer alan mermer bloklarda şehitlik haricinde bu alanda çarpışmış, şehit olmuş ve bu civarda yatan askerlerin de ismi yer almakta. 
Anzak Koyu
18 Mart 1915'teki deniz savaşlarında Çanakkale Boğazı'nı geçemeyen İtilaf Devletleri, 25 Nisan 1915'te bu bölgeden karaya asker çıkartmaya başlamışlar. Çıkartmanın yapıldığı bu koyda, her sene 25 Nisan gününün sabahında, Anzakların torunları tarafından, savaşta hayatını kaybeden dedeleri için şafak ayini düzenleniyor. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1934 yılında Anzak annelerine hitaben yazdığı mektupta; 
''Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz! Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır'' yazmaktadır.
57. Piyade Alayı Şehitliği
Anzak Koyu'ndan sonraki istikametimiz Kabatepe-Conkbayırı yolu üzerindeki 57. Piyade Alayı Şehitliği. Çanakkale'yi denizden geçemeyen itilaf devletleri, 18 Mart mağlubiyetinden sonra bu sefer karadan hareket etmek isterler ve 25 Nisan 1915 günü hem Kumkale'ye hem de Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmalarıyla Çanakkale Kara Savaşları başlar. Aynı gün, 25 Nisan tarihinde Arıburnu'ndan karaya çıkıp Conkbayırı'na doğru ilerlerler. 

19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal, askerlerine taarruz öncesi şöyle demiştir: ''Size ben taarruzu değil ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler başka kumandanlar geçebilir''. Düşmanın ilerleyişini durduran 628 kişilik 57. Alay, sayıca binlerce kişilik bir kuvvet ile Kanlısırt'ta karşılaşır. 19. Tümenin yetişmesiyle birlikte askerler, İngiliz ve Fransız birliklerine bağlı 25.000 askeri, 27 Nisan sabahı denize dökmeyi başarır. 57.Alay, hâlâ dünyanın en kahraman birliği unvanına sahiptir. Bugün, saygıdan ötürü birliklerde 56. ve 58. Alay’lar arasında 57. Alay yoktur.

57. Alay Şehitliği,1992 yılında açılmış ve 1994 yılındaki yangın sonucu büyük hasar görmüş fakat onarılarak hizmete tekrar açılmış. Tarihe Saygı Projesi ile Opet, 2011 yılında şehitliği yenilemiş.
Conkbayırı Sırtı
Tarihe yolculuğumuzun şimdiki durağı Conkbayırı. Kabatepe Müzesi, Mehmetçik Kitabeleri, Atatürk‘ün Gözetleme Yeri, Atatürk'ün Saatinden Vurulduğu Yer, Atatürk Anıtı, Conkbayırı Türk Siperleri, Kanlısırt Kitabesi, Tek Çam Mezarlığı ve Anıtı, Kırmızı Sırt Siperleri, Johnston's Jolly Mezarlığı, Yarbay Hüseyin Avni Bey Şehitliği, Üsteğmen Nazif Çakmak Şehitliği,  Yeni Zelanda Anıtı, Anzac Mezarlığı Conkbayırı sınırları içinde yer alıyor.
Mehmetçik Kitabeleri
Conkbayırı, Çanakkale Savaşlarının en şiddetli ve kanlı cephelerinden biriymiş. Burada çok sayıda Mehmetçiğimiz şehit olmuş. Conkbayırı Anıtı ve şehitliğinin bulunduğu tepede, üçü yarım yuvarlak diğer ikisi de biraz daha ileride olmak üzere, üzeri yazılı beş mermer anıt var. Bu anıtlar Conkbayırı'nda vatanı için çarpışırken şehit olan  Türk askerinin bu bölgede sergilemiş olduğu kahramanlıkları anlatmakta.
Atatürk Zafer Anıtı 
Anıtta, Atatürk'ün elindeki kırbaç dikkatinizi çekti mi? Peki bu kırbacın hikayesini biliyor musunuz? Mustafa Kemal, 10 Ağustos 1915 gününün tan vaktine yakın bir saatte, askerlerinin önünde hızlı adımlarla yürürken, kamçısını havaya kaldırır ve askerlerine tarihi bir konuşma yapar. ''Askerler karşımızdaki düşmanı mağlup edeceğinize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Önce ben ileriye gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız.'' İşte kırbacın hikayesi bu. 
Yeni Zelanda Milli Anıtı
Yeni Zelandalılara ait anıt 1925 yılında yapılmış. Çan kulesi şeklinde, kesme taştan çok köşeli olan anıtın üzerinde ''Yeni Zelanda Seferi Kuvvetleri'’nin Anısına, 8 Ağustos 1915 - Dünyanın En Uzak Ucundan'' yazısı bulunmakta. 
Atatürk'ün Gözetleme Yeri
Çanakkale Conk Bayırı'nda yer alan, Atatürk'ün düşman cephelerini gözetlemek için kullandığı bölge. Atatürk'ün burayı seçmesinin temel nedeni bölgeye çok hakim bir konumda olması imiş.
Atatürk’ün Saatinin Parçalandığı Yer
Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal, 10 Ağustos 1915 günü saat 04.30'da, Conkbayırı'nda taarruz emri verdikten kısa bir süre sonra, harekatı tepe üzerinde izlerken bir şarapnel parçası göğsünün sağ tarafına isabet etmiş, şans eseri parçalanan cep saati sayesinde mutlak bir ölümden kurtulmuş. ''Atatürk'ün saatinin parçalandığı yer'' diye yazan tabela sadece turistik amaçlı olarak yerleştirilmiş. Olayın geçtiği yer Conkbayırı'nın zirvesi değil 60 m kadar geride Kördere'ye inen bir noktaymış.
2 günlük gezimizi Çanakkale Boğazı'na nazır bir tepede eşsiz manzarayı izleyerek bitirdik. Aslında gidilecek, gezilecek, görülecek daha o kadar çok tarihi yer var ki Çanakkale'de. Her yerden tarih fışkırıyor. Biz 1 yaşındaki oğlumuz Egemen ile birlikte 2 güne ancak bu kadarını sığdırabildik. Kimbilir belki bir gün yolumuz tekrar Çanakkale'ye düşer ve gidilmedik, gezilmedik, görülmedik yerleri tamamlarız.

Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Gezilecek Yerler
Eğer siz de tarihe yolculuk yapmayı planlıyorsanız Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'nda, geziye Eceabat'tan başlamalısınız.
  • Eceabat - 19. Tümen Karargah Binası 
  • Milli Park Yönetim Merkezi
  • Ağa Deresi Vadisi Şehitliği
  • Kilitbahir Kalesi ve Sarı Kule Müzesi
  • Namazgah Tabyası
  • Seyit Onbaşı - Rumeli Mecidiye Şehitliği ve Mecidiye Tabyaları
  • Soğanlıdere Şehitliği
  • Şahindere Şehitliği
  • Mehmetçik Abidesi ve En Büyük Temsili Şehitliğimiz
  • Fransız Mezarlığı ve Anıtı
  • İlk Şehitler Anıtı
  • İngiliz Helles Anıtı
  • Yahya Çavuş Şehitliği
  • Sargı Yeri (Zığındere) Şehitliği
  • Nuri Yamut Anıtı
  • Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi (Similasyon Merkezi)
  • Avustralya Anıtı (Lone Pine)
  • Yarbay Hüseyin Avni Bey Şehitliği
  • 57. Piyade Alayı Şehitliği
  • Conkbayırı Mustafa Kemal Zafer Anıtı
  • Anzak Törenleri Kutlama Alanı
  • Kireçtepe Jandarma Şehitliği
  • Bigalı Köyü ve Atatürk'ün Müze Evi  sırasıyla gezilecek yerler.
Çanakkale'de ki Şehitlik, Kitabe ve Anıtlar 
  • Anadolu Yakası Şehitlikleri
  • Köseburnu Tabya Şehitliği
  • Hastanebayırı Şehitliği
  • Anadolu Hamidiye Şehitliği
  • Hasan Mevsuf Şehitliği
  • İntepe Şehitliği
  • Kumkale Şehitliği
  • HaLil Uslu Atapark İlköğretim Okulu Şehitliği
  • Gelibolu Şehitlikleri - Anafartalar Şehitlikleri
  • Akbaş Şehitliği
  • Bigalı Atatürk Müzesi
  • Çamlıtekke Karargahı
  • Yalovaköyü Binbaşı Zeynelabidin Şehitliği
  • Kumköy Şehitliği
  • Büyük Anafarta Köyü Şehitliği
  • Yusufçuk ve İsmailoğlu Kitabeleri
  • Büyükkemikli Gazi Baba Kitabesi
  • Eceabat Şehitlikleri
  • Topçu Yüzbaşı Şehitliği
  • Çamburnu Balkan Şehitliği
  • Mehmetçiğe Saygı Abidesi
  • Avustralya Anıt Mezarı
  • 57. Alay ve Avni Bey Şehitliği
  • Mehmet Çavuş Abidesi
  • Conkbayırı Anıtları
  • Anzak Anıtı
  • Mustafa Kemal Anıtı
  • Nazif Çakmak Şehitliği
  • Kemalyeri Şehitliği
  • 34 yerde İngiliz, Fransız, Yeni Zelanda, Avustralya Anıtları
  • Kilitbahir Şehitlikleri
  • Kaleler
  • Tabyalar
  • Seyit Onbaşı Anıtı
  • Mecidiye Şehitleri
  • Havuzlar Şehitliği
  • Soğanlıdere Şehitliği
  • Alçıtepe Şehitliği
  • Son Ok Şehitliği
  • Sargıyeri Şehitliği
  • Sığındere Şehitliği
  • Mortokoyu Hisarlıktepe Şehitliği
  • Fevzi Çakmak Şehitliği
  • Abide Şehitliği
  • Seddülbahir Şehitliği
  • Yahya Çavuş Abidesi
  • Gözetlemetepe Şehitliği
  • Kabatepe Şehitliği
  • İlkşehitler Şehitliği

Çanakkale Festivalleri
Çanakkale'ye geldiğinizde gezilecek tarihi yerler olduğu kadar görülecek festivaller de bulunuyor. 
  • Ezine Peynir Festivali: Her yıl Temmuz ayında Çanakkale'nin Ezine ilçesinde üç gün sürüyor.
  • Bozcaada Kültür Sanat Ve Bağbozumu Festivali: Her yaz sonu eylül ayında üzüm hasadının kutlandığı temsili bağ bozumu festivali kapsamında yarışmalar, konserler ve sergiler düzenleniyor.
  • Şarap Tadım Günleri: Her 23 -24 -25 Haziranda adalı şarap üreticileri tarafından düzenleniyor.
  • Geleneksel Çan Yağlı Pehlivan Güreşleri: Çanakkale'nin Çan ilçesinde her yıl düzenlenen yağlı güreş müsabakaları mayıs ayında yapılıyor.
  • 18 Mart Şehitleri Anma Günü: Çanakkale'de her 18 Mart haftası, Çimenlik Kalesi, Kordon, Cumhuriyet Meydanı, şehitlikler gibi mekanlar da değişik etkinliklerle kutlanıyor.
  • Şafak Ayini: 24-25 Nisan günü Çanakkale'de Anzak Günü'dür. Çanakkale Savaşları'nda Türklere karşı savaşan Anzakların torunları, 25 Nisan gününün sabahında Gelibolu Yarımadası'ndaki Anzak Koyu'nda yapılan Şafak Ayini için, Çanakkale'ye gelerek geceyi Anzak koyunda geçirmekte ve sabah şafak vakti kayıpları için ayin düzenlemektedirler.
  • Troia Festivali: Uluslararası olan festival, müzik, tiyatro, söyleşi, sergi gibi etkinlikleri kapsayan zengin bir programla her yıl 10 Ağustosta başlayarak bir hafta sürüyor.

Çanakkale'ye gitmişken; Antik kent Assos'a, oksijen deposu İda Kazdağları'na, Bozcaada'ya uğramayı ve de öğrencilik yıllarımın atıştırmalığı, Çanakkale'ye özgü, sucuk, yumurta, tuz, karabiber, kekik, pul biber, kornişon turşu, domates, marul, mayonez, ketçaptan yapılıp yarım ekmek içine konulan Bomba'dan yemeyi unutmayın.