Çocuklarımız büyüyor, her gün değişik bir şeyler öğreniyorlar, merak ediyorlar, soruyorlar, ilgi istiyorlar, oyun istiyorlar, istekleri hiç bitmiyor doğal olarak. Bizler de ebeveynler olarak elimizden geldiği kadar, imkanımızca, olan zamanımızca onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ama bir süre sonra onlara yetip yetemediğimizi düşünmeye başlıyoruz.
Çalışan anneler, babalar çocuklarına yeterince zaman ayıramadıklarından, çalışmayan ama tüm zamanını evde çalışarak geçiren ev hanımları da ev-alışveriş işleri ve çocuk bakımındaki koşturmacadan, yetemez olduklarından şikayetçilerdir hep. Çalışan anneler için doğumdan sonra belirli bir süre doğum izni olsa da, izin bitince kreşe alınamayacak kadar küçük olan bebeklerini kime emanet edeceklerini düşünürler. Burada en büyük yardımcı kuşak farkı olsa da genelde ya anneanneler ya da bazen babaannelerdir. Aileden, tanıdık, güvenilir biri olması nedeniyle annelerin içi rahattır, gözleri arkada kalmaz.
Ama anneanne ya da babaanne desteği alamayacak anneler, henüz bir kreşe, yuvaya verilemeyecek kadar küçük olan bebekleri için bakıcı tutmak zorundadırlar. Bu noktada da iyi, güvenilir, ilgili, dürüst, eğitimli, deneyimli, güler yüzlü, samimi, kötü alışkanlıkları olmayan, çocukları seven, ne çok genç toy-ne çok yaşlı, bu işi alacağı para için değil bakacağı bebek için yapacak, bebeklerine gözü arkada kalmadan bakabilecek bir bakıcı arayışına girilir. Ya bir tanıdık vasıtasıyla ya ilanlarla olur bu arayış. Bu üst komşu, bir tanıdık olabileceği gibi bu işin eğitimini almış biri de olabilir. Ayrıca bu bakıcıdan genellikle ev işlerine de yardımcı olması beklenir. Evet bebeğe bakmak için işe alınan bakıcı, ev işlerine yardım ederek çalışan annenin yükünü biraz hafifletebilir ama ya bebeğin temel gereksinimlerini (beslenme, temizlik, fiziksel-duygusal yakınlık, oyun, ilgi, yeni bir şeyler öğrenme gibi) karşılayabilir mi?
Bakıcı ihtiyacı sadece çalışan anneler için değil, belirli bir ekonomik, kültürel, sosyal yaşantısı olan ev hanımı bazı anneler için de geçerlidir. Durumu iyi olan hem bakıcı tutar hem de kreş yaşına gelince kreşe gönderir, bakıcıyı çalıştırmaya devam eder, çocuğunun okula gidiş geliş saatlerinde eşlik etmesi ve bir de o boşlukta ev işlerini yapması için. Tabi bir de Türkiye gerçekleri var ki, herkes bakıcı tutup kreşe gönderecek ekonomik güce sahip değil maalesef. Çoğu ev hanımı, anaokulu çağına kadar çocuklarıyla kendi ilgilenmek zorunda da olabilir. (Bu ekonomik nedenlerden olabileceği gibi annenin çocuğun bakımını kendi üstlenmesi, gözünün önünden ayırmak istememesi, tanımadığı bir yabancıya çocuğunu emanet etmek istemesi gibi duygusal nedenlerden de olabilir). Yani kısacası ekonomik, sosyal, kültürel durum, beklentiler neyi gösteriyorsa ona göre bakıcı ya da kreş gibi bir çözüm bulunur.
Ben bu konuda bakıcıdan ziyade yuva, kreş taraftarı olan annelerdenim. Bebeklerimizin belirli bir yaştan ya da dönemden sonra sosyalleşmesi, paylaşımcı olması, el-motor-kas-zihinsel-duygusal gelişimlerini ilerletebilmesi, yaşıt grubuyla vakit geçirmesi için kreş-yuva ortamında olmaları gerektiğini düşünüyorum. Burada da iyi bir yuva seçimi yapılması gerekiyor tabi. Çocuğumuzun vakit geçireceği bir yer olmasından ziyade yer, mevki, konum, okul binasının özellikleri, bahçe, genel anlamda güvenlik önlemleri, çalışma saatleri, okul-sınıf mevcudu, sınıf mevcudu-öğretmen sayısı, okul idaresinden öğretmenlerine kadar sahip olunan eğitim-tecrübe ile çocuklara ve velilere yaklaşımları-davranışları, verilen eğitim, uyguladıkları eğitim programları, imkanlar, aktiviteler, kullanılan oyuncaklar ve ekipmanlar, oyun odaları ve alanları, öğünlerin kalitesi-besleyiciliği, mutfak-yemekhane ya da tuvaletlerin hijyeni, çalışan personel bilgisi, ücret gibi faktörlere dikkat edilmesi gerekiyor.
Çevremde, arkadaşlarımda, tanıdıklarımda bakıcısından çok memnun olanını da duydum, hiç memnun olmayıp art arda bakıcı değiştireni de, bakıcı arayanını da. Kreş-yuva konusunda da memnun olan olduğu gibi, ''Çocuğum aç geliyor, ağlıyor, alışamadı, iyi davranılmıyor'' diye memnun olmayan da var. Yine en doğru kararı ebeveynler olarak anne ve baba verecektir çocukları için. Doğru ya da yanlış karar verdiğinizi ancak deneyimleyerek ve gözlemleyerek anlayabilirsiniz. Bakıcı ve kreş konusunda, ilk denemede koşulsuz memnun olmak, sanırım biraz şans meselesi. Ve ben de o şanslı gruptayım.