Liseye giderken ne günlük yazardım..Böyle ajandalar fasikül olmuştu neredeyse.Bu yazma sevdam taaa o yıllardan başlamış demek ki.Üniversitede her ne kadar yazmayı bırakmış olsam da,o ajandalara yazdığım satırları zaman zaman okur,eski günleri yad ederdim.Sonra iş hayatında aktif olarak sürekli not almak için kullandım ajandaları.Ve evlenip iş hayatını noktalayınca da bol bol yemek tarifi yazdım üstlerine😁Bu sene böyle çok şık bir kutu içinde ajanda&takvim set gelince;bak yine yad ettim o günleri...
Kutusu ışığı yansıtıyor,lambadan vuran ışıkla gökkuşağının 7 rengi ışıldıyor kutu üstünde.Bu kutuyu ben makyaj malzemelerimi,takı&tokalarımı,iğne&ipliğimi ve daha pek çok şeyi saklamak için kullanacağım muhakkak..
Kutuda bulunan masa takviminde her ayın arka sayfasında farklı desenlerde mandala var.(Mandala bakınız Wikipedia).Hep merak etmişimdir bu Mandala'yı.Egemen okulundaki kermesten kendisi için bir tane almıştı,zaman zaman bazı arkadaşlarımın paylaşımlarından da görüyordum.Bir kendime kitabını almayı akıl edememiştim.Şimdi en azından 12 tane pratik yapabileceğim bu sayede.
Ve anılarımı canlandıran ajanda..Ajandanın arkasına yazılan şu satır ne anlamlı ki:Her cümle noktasını bekler..
Bir sürüüüü boş,bembeyaz sayfa..Yazılıp,çizilmeyi bekliyor.Artık not mu alırım,tarif mi yazarım,pamuklara sarıp sarmalar mıyım bilemiyorum 😂
Bu boş satırları görünce aklıma bu sefer de orta okul yıllarım geldi..''Kalbin kadar temiz bu sayfayı bana ayırdığın için teşekkür ederim''diye başlayıp,duygularımızı sıraladığımız yıllar.Ahhh ne güzeldik,ne masumduk,ne güzel çocuktuk.İşte şimdi bu tertemiz sayfalar kim bilir neleri saklayacak içinde?