İstanbul'un Avrupa Yakasında, Tarihi Yarımada'da, Fatih ilçesine bağlı olan Eminönü, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde şehrin ticaret merkezi olmasının yanında günümüzde de turistlerin en çok ziyaret ettiği, ticaretin hala en yoğun olduğu yerlerden biridir aynı zamanda. ''İstanbul Boğaz Turu Tekne Gezisi'' sonrası şehrin ticaretinin kalbinin attığı Eminönü'nü gezmesek olmazdı.
Eminönü Yer Altı Çarşısı
İlk olarak, iskeleye yanaşan tekneden inip balık-ekmek satılan teknelerin olduğu meydana doğru yürüdük. Buradan Eminönü Yer Altı Çarşısı'na yöneldik. Yer altı çarşısı caddenin karşı tarafına geçmek için kullanılan bir alt geçit aynı zamanda. Bu yer altı çarşısında yan yana sıralanmış dükkanlarda genelde oyuncak, çanta, kıyafet, ayakkabı, saat türü şeyler satılıyor.
Valide Sultan Cami
Yer altı çarşısının diğer giriş çıkışı Yeni Cami ya da diğer adıyla Valide Sultan Cami tarafına denk geliyor. 1597 yılında Sultan III. Murad'ın eşi Safiye Sultan'ın emriyle temeli atılan ve 1663'te zamanın padişahı IV. Mehmed'in annesi Turhan Hatice Sultan'ın büyük çabaları ve bağışlarıyla tamamlanıp ibadete açılan cami, yapımı en uzun sürede tamamlanabilen cami olarak biliniyor. Cami inşası başlangıcından tam 66 yıl sonra bitirilebilmiş. Cami inşa edildiği dönem deniz kenarındaymış ama sonra denizin doldurulması ile içeride kalmış.
Caminin önünde kuşlar için yem satan satıcıları görmek mümkün her zaman. Kısa bir süre biz de kuşların yem yiyişini, kanat çırpışlarını izliyoruz. Yeni Cami'nin hemen sağ tarafında Mısır Çarşısı'nın Balık Pazarı Kapısı girişi var. Biz Mısır Çarşısı'nı es geçip Yeni Cami ile Mısır Çarşısı arasında kalan yoldan Tarihi Çiçek Pazarı'na gittik.
Tarihi Çiçek Pazarı
Adından da anlaşılacağı üzere rengarenk çiçekler, çiçek tohumları, bitkiler, meyve ve sebze tohumları-fidanları, gübre satışı yapılıyor burada. Benim çiçeklerle aram pek iyi değil ne yazık ki. ''Kaktüs çürütmüşlüğüm var'' diyeyim gerisini siz anlayın.
Hayvan Pazarı
Bir sonraki istikamet Hayvan Pazarı. Burası evcil ve tropikal hayvanların satışının yapıldığı yer. Burada birçok kuş türüne, civcive, yavru kedi köpeğe, tavşana, fareye, hamstera, sürüngene, hatta su dolu bidonlar içinde sülüklere bile rastlamak mümkün.
Egemen ve Derin'in en çok ilgisini çeken yer yavru köpeklerin bulunduğu pet shoplar ve akvaryumlar oldu. Açıkçası pet shoplarda satışı yapılan hayvanlara karşı düşüncem çok olumlu değil. İnsanların sevimliliğine, şirinliğine kapılıp aldıkları bu sevimli canlıları bir süre sonra bakamayıp sokağa terk etmelerini onaylamıyorum.
Buradan sonra çiçek pazarını dönüp Yeni Cami ve Mısır Çarşısı arasında kalan bu meydana yöneldik. Eminönü meydanda konteyner tuvaletler olsa da açılan bu umumi tuvalet hem daha modern hem daha ferah hem de daha hijyenik olmuş.
Meydanda eskiden çay bahçeleri ve kafeler vardı. Buraya annemle ve ablamla gelip bir yorgunluk molası verdiğimiz zamanları hatırladım. Çay bahçeleri ve kafeler yıkılıp meydan düzenlemesi yapılınca daha farklı bir çehreye bürünmüş bu alan.
Yeni Cami'nin yan girişi
Mısır Çarşısı Balık Pazarı Kapısı önünden meydana geldik. Burada da önce Egemen ve Derin'i takip edip oyuncakçıya gidiyoruz, tüm oyuncaklara itinayla baktıktan sonra bu sefer Hasırcılar Caddesi'ne çıkan, genelde şarküteri, peynir, kahvaltılık ,kuruyemiş tezgahlarının olduğu kaldırım boyu ilerliyoruz.
Kurukahveci Mehmet Efendi'ye doğru yaklaştıkça kahve kokusu sarıyor etrafı. Burada adımlarımız daha seyrekleşiyor, kısa süreli bir kalabalık, yoğunluk, izdiham içine girip çıkıyoruz hemen.
Şimdi istikametimiz, İstanbul'un en eski kapalı çarşılarından biri olan aynı zamanda aktarlarıyla meşhur Mısır Çarşısı. Mısır Çarşısı, Yeni Cami Külliyesinin bir parçası olarak inşa edilmiş. Kahire'den alınan vergilerle yapıldığı için Mısır Çarşısı diye de adlandırılan çarşı L şeklinde ve toplamda 6 kapısı var. Bunlar: Balık Pazarı Kapısı, Hasırcılar Kapısı, Yeni Cami Kapısı, Haseki Kapısı, Ketenciler Kapısı, Çiçek Pazarı Kapısı.
Mısır Çarşısı'nda, baharat, doğal ilaçlar, kurutulmuş bitkisel otlar, çiçek tohumları, bitki kök ve kabukları, kuru yemiş, aromatik/bitkisel/uçucu yağlar, kimyevi maddeler, esans, kına, hediyelik eşya, baklava, havlu, bornoz, oya işi dokuma ve daha aklıma gelmeyen birçok şey satan dükkanlar, butikler, tekstilciler, kuyumcular, çantacılar, çeyizciler ve lokantalar bulunuyor.
Ziyaretimiz alışveriş amaçlı olmadığından Hasırcılar Kapısı'ndan girdiğimiz çarşının Haseki Kapısı'ndan çıkıyoruz dışarı. Mısır Çarşısı'nın Balık Pazarı Kapısı, Yeni Cami Kapısı, Hasırcılar Kapısı ve Haseki Kapısı'nı görmüş olduk. Geriye, Ketenciler Kapısı ve Çiçek Pazarı Kapısı kaldı, onları da görmek başka zamana kısmet olur inşallah diyorum.
Biz hafta arası geldiğimiz halde göze çarpan bir kalabalık vardı, hafta sonu düşünemiyorum burayı. Şimdiki durağımız yemek molası olacak. Burada bildiğimiz bir büfe vardı oraya doğru ilerlerken Sultan Hamamı Caddesi ve tarihi PTT binasını geçiyoruz. Yemek molasından sonra da Eminönü'ndeki kısa turumuzu tamamlıyoruz.
Eminönü, Mısır Çarşısı, Hasırcılar Caddesi, Tahtakale, Mahmutpaşa buraları gezmek kesinlikle 1 güne sığmaz. Kapalıçarşı'yı hesaba katmıyorum bile. Gelmeyi düşünürseniz, bu kesinlikle hafta içi ve sabah saatleri olmalı. Belki o zaman akşama kadar ancak gezer dolaşırsınız. Tabi ayaklarınıza karasular inmeden, birkaç yerde çay, kahve, atıştırmalık bir şeyler yeme molası vermeyi de unutmayın sakın..