Ogün Balık Restoranı - Yeşilköy

Aile dostlarımız ile geleneksel çocuksuz akşamlarımızdan birini gerçekleştirmek üzere Yeşilköy'deydik. Onların geldiği, bildiği, balıklarını özellikle de mezelerini çok methettikleri Ogün Balık Restaurant'a gittik.

Ogün Balık Restaurant, Yeşilköy Liman Caddesi'nde, Ortodoks Kilisesi Aya Stefanos'la komşu, dar bir ara sokak olan Kalemkar Sokak'ta yer alıyor. Mekan, dış oturum bahçesi, giriş ve üst kattan oluşuyor. Kışın 100 kişilik iç oturma kapasitesi olan mekan yazın sokağa taşıp sarmaşıklar ve defne ağaçları altında 150 kişiye hizmet verebiliyor. Burası mini bir Beyoğlu Çiçek Pasajı misali, daracık sokaklarda onlarca balıkçı, meyhane havasında yan yana. Masalar dolu, sohbet koyu, yemekler yenilmeye başlamıştı bile biz gittiğimizde. 
Havanın güzel olmasını fırsat bilip dışarıda oturmak istedik. Ama boş görünen masalar bile üstlerine gelecek kişi adı ve sayısı yazılarak ayırtıldığından içeri yöneldik. Dediğim gibi burası 2 katlı bir yapı. Üst katta henüz kimse yoktu. Giriş ise dolmaya başlamıştı. Dışarıda masa boşaldığında geçeriz ümidiyle içeride oturduk. İçerisinin çok büyük, ferah ve rahat olduğunu söyleyemeyeceğim. Masa ve sandalyeler biraz fazla içli dışlı. Ama kimsenin bunu önemsediğini sanmam zira maksat muhabbet olsun, gönüller bir olsun havasında herkes. 
Ogün Restaurant buranın eski, ünü nam salmış, ''Türkiye’nin En iyi 10 Rakı-Balık Restoranları'' listesinde basında yer almış bir mekan. Meyhanenin kurucusu doğma büyüme Kumkapılı olan Ohannes Nergizyan. Yani herkesin bildiği ismiyle Ogün. Hayatı boyunca denizle beraber yaşayan Ogün Bey, asıl mesleği olan ayakkabı stilistliği ve mağazacılığından sıkılıp hobisi olan mutfak işine girmeye karar vermiş. 1988 senesinde Ogün Restoran'ı açmış. Günümüzde restoranı oğlu Garo Nergizyan işletmekteymiş. Burası aynı zamanda iş yemekleri, davetler, doğum günleri, özel günler gibi organizasyonlar için de hizmet veriyormuş, bunun için rezervasyon yaptırmanız şart tabi.

36 senelik bir mazisi olan restoranda, duvarlardaki resimler ve fotoğraflar da hep nostalji kokuyor. Duvarlardan bir tanesinde tablolar, bir tanesinde Atatürk fotoğrafları, bir diğerinde yazılı basında burası ile ilgili çıkmış gazete sayfaları var.

Girişte hemen solda balık ve meze büfesi var. Mezenizi ister masadan sipariş verin, ister büfeden seçin. Meze menüsü sıcak ve soğuk meze olarak oldukça zengin. Sıcak mezeler, balık köftesi, midye tava, kalamar tava, kalamar dolma, kalamar ızgara, karides güveç, tereyağlı karides, ahtapot ızgara, paçanga, muska böreği, patates kroket ve ciğer. Soğuk mezeler ise, ahtapot salatası, patlıcan salatası, pilaki, midye dolma, balık salatası, karides salatası, çiroz, lakerda, füme palamut, sardalya, beyaz peynir, turşu, topik ve fava.

Büyük çoğunluğu deniz ürünlerinden oluşan mezelerden lakerda, çiroz, füme palamut, balık yumurtası, tuzda sardalya gibi mezeler bizzat Garo Nergizyan tarafından hazırlanıyormuş. Hani ''Denizden babam çıksa yerim'' denir ya tüm mezeleri tatmak istedim ben. Ama meze seçimini beylere bıraktık. Meze fiyatları değişiklik gösteriyor.
Meze olarak, beyaz peynir, kavun, pilaki, patlıcan salatası, deniz börülcesi, tereyağlı karides, kalamar tava siparişi verdik. Beyler muhabbete bir ufak Yeni Rakı, biz hanımlar da birer kadeh Efes Bira söyledik. Beyaz peyniri sevdim. Kavun tadındaydı. Pilaki biraz fazla pişmiş diriliği kalmamıştı ama lezzeti yerindeydi. Patlıcan salatayı da beğendim. İlk defa yediğim börülce çok hoşuma gitti. Sarımsaklı ve tereyağlı, tadı çok güzeldi. Tereyağlı karides lezzetli ama biraz acı baharat kullanılmıştı. Kalamar tavanın da tadını beğendim. Yani sipariş ettiğimiz mezeler benden geçer not aldı. Servis boyunca kızarmış ekmeğimiz eksik olmadı masamızdan. Bir ekmek sepeti bitti istemeden yerine yenisi konuldu.

Dostlarımız bizi meze konusunda ''Mezeden sonra balığa yer kalmaz'' diyerek uyarmışlardı. Nitekim öyle de oldu. Sohbet, muhabbet derken mezeleri sildik süpürdük, doyduk. Ama gelmişken balık yememek olmazdı ortaya 1 porsiyon tekir söyledik. Roka eşliğinde gelen tekir çok lezzetliydi. 
Mekan dostlarımızın tanıdığı olunca tatlı da ikram oldu bize. Ortaya karışık gelen tatlı tabağında incir tatlısı ve tadından birinin portakal tatlısı, diğerinin de hamur işi olduğunu tahmin ettiğim bir tatlı daha vardı, üstünde kaymağıyla birlikte. Ben incir tatlısını beğendim. Portakal tatlısı ilk defa yedim. Üstünde kaymak olunca, özellikle şerbetli tatlılara ayrı bir lezzet veriyor zaten. Tatlı menüsünde portakal tatlısı ve incir tatlısı haricinde kalburabastı, sufle, ayva tatlısı, kabak tatlısı, fırın helva da var. İkram olunca fiyat hakkında bilgi sahibi olamadım ne yazık ki.

Tatlımızın üstüne bir de Türk Kahvemiz ikram olunca sohbetin, muhabbetin tadına doyum olmadı. Kalktığımızda hemen hemen saat 22.00'ye geliyordu ve mekan tamamen doluydu.
Ogün Restoran buranın eskilerinden, müdavimleri çok. Özellikle hafta sonları kalabalık. Dışarıda masalarda yer bulmak zor, bunun için rezervasyon yaptırmak şart. Biz içeride oturmuştuk ''Belki boşalan masa olursa dışarı geçeriz'' diye ama sohbet, muhabbet güzel olunca gerek görmedik. Zaten dışarısı içeriye nazaran daha kalabalık, insan sesi daha yoğun. Maalesef kendine ait ya da çevresinde otopark yok, aracınızla geldiğinizde en yakın sokak arasına park edebilirsiniz. Mekanın bir 7-8 sene öncesine ait fotoğraflarına baktığımda günümüzde de aynı dekorasyon özelliklerini koruduğunu gördüm. İçeride her şey aynı hemen hemen. Basında da en iyi 10 balık restoran arasında gösterilmesi boşa değil. Mezeleri ve balıkları lezzetli. Fiyat olarak ortalamanın üstü diyebilirim. Hesaba bir de kişi başı kuver eklenmişti. (Kuver, açılan servisin, tabak, çatal, bıçak kullanma hakkının ücreti). Şahsi fikrim gittiğinizde mekana bahşiş bırakmanıza gerek yok, zaten hesaba bir nevi eklenmiş oluyor. 

Ogün Balık Restaurant
Adres: Yeşilköy Liman Caddesi. Kalemkar Sokak. No.3 Yeşilköy / İstanbul
Telefon: 0212 573 41 33