Üsküdar Belediyesi ‘Kutlu Doğum Haftası’ etkinlikleri içinde, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in 1444. doğum yılı dolayısıyla, yaşadığı dönemi ve mucizelerini anlatmak, Mekke ile Medine'nin ulvi atmosferini Üsküdar'a taşımak amacıyla Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezinin bahçesinde - Kabe Toprağı Üsküdar’da ‘Asr-ı Saadet Köyü’ - temalı, halka açık, ücretsiz bir sergi düzenledi. İçinde Kabe, Hira Dağı, Hira Mağarası, Sevr Mağarası, Muallak Taşı, Zemzem Kuyusu, fil ve Peygamberimizin devesinin heykeli, Mescid-i Nebevi’nin İnşası, Ağlayan Hurma Kütüğü, Akabe Biatı ile ilk Hac yolculuğu ve yaşananların resmedildiği büyük tablo, Bedir, Uhud, Hendek Savaşlarının temsili minyatür maketleri sergileniyor.
Evime yürüme mesafesinde bulunan kültür merkezinde böyle bir sergi açılmışken gidip gezmemek, o manevi değeri yüksek yerlerin en azından maketini görmemek olmazdı deyip Derin ile gezdik bahçeyi. Hafta başı olmasından dolayı kalabalık değildi. Show TV, Habertürk, Samanyolu TV gibi televizyon kanalları çekimdeydi, bir süre çekimlerinin bitmesini bekledik ve çekimleri bitince gezdik. Maketleri bile olsa yakından görmek, bire bir yakınlarında olmak dahi içimi aydınlattı.
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen'in, açılış konuşmasında ''Normal şartlarda Allah’ın Evi Kabe’ye gidemesek de, Efendimizin hane-i saadetini göremesek de, en azından Efendimize “iyi ki doğdun” dediğimiz şu günlerde Kabe Toprağı şehrimizde o duyguları yaşayalım, zihnimizde, gönlümüzde canlandıralım istedik. 7’sinden 70’ine kutsal topraklara gidemeyen kardeşlerimizin en azından bu şekilde o duyguları yaşamalarını arzu ettik. Duamız odur ki, inşallah hepinize, hepimize, kutsal topraklara gitmek, görmek, yaşamak, Efendimize kavuşmak nasip olsun'' şeklindeki sözlerine canı gönülden katılıyorum.
İnsana manevi huzur veren bu sergiyi benim gözümden sizlerle de paylaşmak istedim.
Fil Vakası
Habeş Krallığı’nın Yemen valisi Ebrehe’nin, Kabe’yi yıkmak amacıyla fillerden de oluşan bir orduyla Mekke'ye yürümesi ve Allah’ın, Ebabil Kuşlarını göndererek orduyu yerle bir etmesi olayıdır.
Peygamber Efendimizin Yaşadığı Ev ve Eşyaları
Peygamberimiz, hayatı boyunca sade bir yaşamı tercih etmiş, gösterişten uzak durmuştur. Onun bu mütevaziliği yaşadığı eve de yansımıştır. Hazreti Muhammed´in hayatını geçirdiği mütevazı ev, ağaç dallarından yapılmış hasır çatının altında birkaç mutfak eşyasını içinde barındıran tek göz odadan oluşuyordu.
İlk Vahyin Geldiği Hira Dağı ve Hira Mağarası
Peygamber Efendimiz, Mekke yakınında Hira Dağındaki mağaraya çekilir, günlerce yalnız kalır, yaratılışın ve evrenin inceliklerini düşünürdü. 610 senesinde yine bir gün Hira Dağına çıkmıştı. Vahiy meleği Cebrail gelip;
-Oku, dedi.
Peygamberimiz:
-Ben okuma bilmem, yanıtını verdi.
Melek O’nu tuttu ve tekrar;
-Oku dedi.
O yine:
-Ben okuma bilmem diye cevap verdi.
Melek tekrar onu tuttu, ezercesine sıktı ve bıraktı;
-Oku dedi.
Bu defa Peygamberimiz:
-Ne okuyayım diye cevap verdi.
Cebrail o zaman da:
-İnsanı alaktan yaratan Rabbinin adıyla Oku. Oku, İnsana bilmediklerini öğreten ve kalemle yazdıran Rabbin Ekremdir (en cömerttir)” diye Alak suresinin ilk beş ayetini indirdi. Böylece Peygamberimize ilk vahiy gelmiştir.
Muallak Taşı (Hacer-i Muallak)
"Asılı Duran Taş" anlamına gelen Muallak Taşının, Hz. Peygamber'in (s.a.v) Mirac'a çıkarken üstünde durduğu taş olduğuna ve aynı zamanda Hz. İbrahim’in (a.s) oğlu Hz. İsmail'i (a.s) kurban etmek için kullandığı taş olduğuna inanılmaktadır.
Sevr Mağarası
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) Mekke'den Medine'ye hicreti esnasında, Hz. Ebu Bekir ile birlikte müşriklerden gizlendikleri ve 3 gün süreyle kaldıkları mağara. Kureyş müşrikleri mağaranın önüne kadar geldikleri halde, bir örümceğin mağara girişine ağ örmesi, iki güvercinin de bir çalı bitkisi üzerinde yuva yapmaları sebebiyle içeriye bakmadan dönerler.
Ağlayan Hurma Kütüğü
Peygamber Efendimiz ashabına vaaz verirken bir hurma kütüğüne dayanır. Mescide minber yapılınca, kütüğü terk edip minberin üzerinde hutbe okumaya başlar. Hurma kütüğü bunun üzerine ağlar. Bunu gören Peygamber Efendimiz kütüğü okşar, kütük de sakinleşir. Buradan çıkarılacak ders; Cansız ve akılsız dediğimiz varlıklarla, bitkiler ve hayvanlar bile Allah Rasûlüʼne muhabbet ve itaatlerini ortaya koyarken, bizim nasıl olmamız gerekir?
Akabe Biatı
Birinci Akabe Biatı, Peygamberliğinin 11. yılı, Hac mevsiminde, Hz. Muhammed (s.a.s.) Mekke dışına çıkar. Medine’den gelen altı kişilik bir toplulukla karşılaşır. Onlara Peygamber olduğunu söyler, Kur’an okur, Allah’ın emirlerini anlatır ve onları Müslüman olmaya davet eder. Medineliler, Peygamberimizin söylediklerinin akla uygun ve doğru olduğuna kanaat getirerek Müslüman olur. Ertesi yıl Mekke'ye gelen Medinelilerden 12 kişilik grup, Mekke yakınında Akabe denilen yerde Peygamberimizle görüşür. “Allah’a şirk koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, yalan ve iftiradan sakınmak, Peygambere karşı gelmemek” konularında Peygamberimize biat eder yani söz verirler.
İkinci Akabe Biatı, Medine’deki Müslümanlardan 75 kişilik bir grup Mekke’ye gelir ve Akabe denilen yerde Peygamberimizle görüşür. Medineliler, kadınlarını, kızlarını nasıl koruyorlarsa Peygamberimizi de öyle koruyacaklarına, darlık ve genişlik zamanında, her hal ve durumda itaate, sözün daima doğrusunu söylemeye ve Allah yolunda herhangi bir şeyden korkmamaya söz verirler.
Gizli Davet Dönemi
Hz. Peygamber yakın akrabalarına verdiği yemekte onları İslam'a davet eder. Davete önce kendi ailesinden başladı. İlk iman eden sevgili eşi Hz. Hatice olur. Onu, yeğeni Hz. Ali takip eder. Hz. Peygamber (s.a.s.), üç yıl boyunca yakın akraba ve dostlarını İslâm'a davet eder. Peygamber Efendimiz üç yıl boyunca yakın akraba ve dostlarını İslâm'a davet etmeye devam eder.
Kabe
Tüm Müslümanlar için kutsal sayılan Kabe, Suudi Arabistan'da yer alıyor. Kabe, Allah'ın emriyle Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından yapılmış. Hz. Muhammed, peygamberliğini ilan etmeden önce Kabe'nin içinde yaklaşık 350 tane put vardı. Mekke fethedildikten sonra, Peygamber Efendimiz ilk iş olarak Kabe'nin içindeki putları kırdı ve Kabe bir kez daha Müslümanların kutsalı ve ibadet yeri oldu.
Hacerü'l Esved-Kabe'deki Kara Taş
"Siyah taş" anlamına gelen Hacerü'l Esved, Kabe'nin doğu duvarında, yerden 1,5 metre kadar yükseklikte bulunur. Yaklaşık 30 cm çapında ve yumurta biçiminde olan bu taşın, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail tarafından Kabe'nin ilk defa inşası sırasında buraya geldiği, ilk olarak Hz. İbrahim tarafından yerine yerleştirildiği ve cennetten geldiği kabul edilir. Hz. Peygamberin bu taşa değer verip öpmüş olması nedeniyle hacca ve umreye gidenler de sünnet olarak görüp Hacerü'l Esved'i öpmek ister.
Hicret
''Bir yerden başka bir yere gitmek, göç etmek'' anlamındaki Hicret, İslam dininde, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in ve ashabının gördükleri baskı yüzünden, İslâm devletini kurmak üzere, miladi 622 yılında Mekke'den Medine'ye göç etmesi olayıdır. Hicret aynı zamanda miladi takvimin de başlangıcıdır.
Bedir Savaşı
Mekkeli müşrikler, Medine'ye hicret eden Hz. Muhammed ve Müslümanlara ekonomik ambargo uygular ve geride bıraktıkları malları Şam’a gönderilecek olan bir kervanla satmaya karar verir. Bunu öğrenen Müslümanlar ise mallarını geri almak için sefer düzenlemeye karar verir. Bunu haber alan müşrikler 1.000 kişilik bir ordu ile Bedir'e gelir. Müslümanlar ise yaklaşık 300 kişiydi. 624 yılında, Bedir Kuyuları başında gerçekleşen savaş Müslümanların üstünlüğü ile tamamlanır. Müslümanlar ile müşrikler arasında gerçekleştirilen ilk savaş ve de aynı zamanda Müslümanların müşriklere karşı aldığı ilk zafer olması nedeniyle oldukça önemli bir yere sahiptir Bedir Savaşı.
Uhud Savaşı
Bedir Savaşı'nda hezimete uğrayan ve öç almak isteyen Mekkeli müşrikler ile Müslümanlar arasında, 625 yılında, Medine yakınlarındaki Uhud dağında gerçekleşen savaşta, Peygamber Efendimizin görevlendirdiği okçuların yerini terk etmesi sonucu iki ateş arasında kalan Müslümanlar savaşı kaybetmiştir.
Hendek Savaşı
Mekke'de yaşayan, Hazreti Muhammed'den ve İslamiyet'in yayılmasından rahatsız olan müşrikler (Arap paganları, Kureyş kabileleri ve Medine Yahudileri) Ebü Sufyan liderliğinde, ele geçirmek ve kuşatmak için Medine'ye taarruzlar düzenler. Müşrikler, Müslümanların kazmış olduğu hendekler nedeniyle, şehri daha fazla kuşatma altında tutamayacaklarını ve hendeğin ötesine geçemeyeceklerini anlayınca kuşatmayı bitirerek geri çekilir ve Müslümanlar taarruza geçer. Savaş, Müslümanların zaferiyle sonuçlanır. 627 senesinde yapılan bu savaş, Müslümanlar ve Mekkeli müşrikler arasındaki son savaştır.
Zemzem Kuyusu
Hz. İbrahim, ilk eşi Sare'nin zulmünden kurtarmak için, eşi Hacer ve oğlu Hz. İsmail'i, biraz su ve hurma ile Allah'ın emir buyurduğu bir yere doğru yola çıkarak, çöle bırakır. Su ve hurma bitince, oğlunun ağlamalarına dayanamayan Hacer, ''Safa tepesine'' çıkıp yardım ister, kimseyi göremeyince, Safa ve Merve tepelerinin arasında yedi defa gidip gelir. Bütün ümidini kaybettiği anda, oğlunun ayaklarının altından suların fışkırdığını görür. Suyun dağılmaması için etrafını toprakla çevirir. Suyun akışını durdurmak için de ''zem zem” yani ''dur dur'' der. Zemzem Kuyusunun ortaya çıkması bu şekilde olur.
Veda Hutbesi
Hutbe, cuma ve bayram namazlarında okunan dua, verilen öğüt anlamlarına gelir. Veda Hutbesi ise Peygamber Efendimizin, 632 yılında son Haccı sırasında, Kasva adlı devesi üzerinde, yaklaşık 120 bin Müslümana ve insanlara karşı verdiği son mesaj, son nasihattir.
Ben bu sergiyi büyük bir hayranlıkla gezdim. Kutsal topraklara henüz gidememiş olsam da Peygamberimiz döneminde yaşanan olaylara ve yerlere dair sergilenen eserler bana manevi bir haz verdi. Fakat bu sergiyi de amacı dışında kullandılar. Kabe maketinin etrafını tavaf etmeye, maket önünde Kur'an okumaya, ihram giyip sergiye girmeye çalışan ve serginin asıl ''eğitici-öğretici'' amacını anlamayıp, istismar edenler olmuş. Tepkiler artınca, maketler kaldırılmış ve sergi zamanından önce iptal edilmiş. Ben, belediyenin sergiyi iyi bir niyet ve amaç uğruna yaptığına inanıyorum. Ne yazık ki insanlar eğitimsiz, cahil..