Olur Böyle Boktan Şeyler / Rick Springfield

3,5 senedir düzenli ve istikrarlı bir şekilde yazı yazan biri olarak, blog hayatım boyunca ilk defa geçen temmuz ayını blogumla ilgilenmeyerek, yazı girmeyerek pas geçmişim. E yaz dönemi, tatilde, evde 2 çocuklu olunca haliyle pek vakit olmuyor, araya zaman girince de insan biraz uzaklaşıyor mu ne??? Neyse bu yazımın amacı iç dökmek değil zaten. Yaklaşık 2 aydır elimde sürünen bir kitap yazısıyla pasımı atayım ben...

Orijinal adı Magnificent Vibration olan, dilimize Olur Böyle Boktan Şeyler olarak çevrilen kitabın yazarı Avustralyalı oyuncu, aktör ve müzisyen Rick Springfield. New York Times BestSeller listesinde de kendine yer bulan roman türündeki kitap 2015 basımlı. Parodi Yayınları' ndan çıkan kitap 324 sayfa.
Hayatınızın en berbat günlerini yaşıyorsunuz. Tam olarak dibe vurmuş durumdasınız. 
Sonra aniden karşınıza bir telefon numarası çıkıyor. 
Arıyorsunuz. Telefonun diğer ucunda hiç tanımadığınız bir ses: Tanrı' nın sesi. 
Muhtemelen bunun bir şaka olduğunu düşünüyorsunuz. 
Ya da belki de delirdiğinizi. 
Fakat bu ne bir şaka ne de siz keçileri kaçırdınız. 
Sahi, o numarayı yeniden aramaya cesaret edebilir miydiniz?
“Konuşmamız gerek Tanrım. Aslında bunu çok daha önce yapmamız gerekirdi 
ama beni ciddiye almadığının farkındayım. Oradan nasıl göründüğü hakkında 
en ufak bir fikrim yok ama bilmeni isterim ki buradan bakıldığında işler pek de 
yolunda gitmiyor. Yani dünyayı diyorum. 
Farkında mısın bilmiyorum ama boka batmış durumdayız. 
Hey, sana söylüyorum, beni duyuyor musun? Ah hadi ama… 
Kontör tam da bitecek zamanı buldu. Hey Tanrım, bir dahaki sefere ben 
çaldırsam sen beni arar mısın?”'
İnanılmaz yaratıcı… Springfield adeta şöyle diyor: Emniyet kemerlerinizi bağlayın ve uçuşa hazır olun.''
-Kirkus Reviews
'' Büyüleyici, etkili, komik; bu kitap, en ilginç hikâyelerin hiç ama hiç beklenmedik yerlerden gelebileceğinin bir kanıtı. ''
-Booklist
( Tanıtım Bülteninden )
Kitabın konusunu kısaca şöyle özet geçeyim hemen: Eşinden yeni boşanmış, neredeyse tüm mal varlığını boşanmada karısına kaptırmış, sevmediği bir işte çalışan ve intiharın eşiğinde olan Horatio Cotton' un hayatı, bir gece kitapçıdan çaldığı kitaba, el yazısıyla yazılmış bir numarayı aramasıyla tamamen değişir. Telefondaki kişi Tanrı' dır. Tanrı' yla konuştuğu yetmezmiş gibi bir de barda tanıştığı rahibe Alice ve bir kahve dükkanı çıkışı ikilinin peşine düşen iri kıyım Lexington da dahil olur onun b*ka sarmış hayatına. Bu 3' lünün tek ortak noktası ise aynı kitapçıdan aldıkları Muhteşem Titreşim adlı kitaptır. Bu kitap sıradan bir kitap değildir, her bir kitap kendi hayat hikayelerinden bahsetmektedir. Horatio, Alice ve Lexington bunun Tanrı' dan bir işaret olduğunu düşünürler ve ip uçlarını takip ederek hayatlarını, tüm insanlığı ve dünyayı değiştirecek bir yolculuğa çıkarlar..
2 ay elimde sürünen kitabın yaklaşık ilk 50 sayfasını okurken çok sıkıldım, kitap sarmadı ve farklı yazı karakterleriyle yazılmış Horatio' nun geçmiş anıları, şimdiki zamanda yaşadıkları, Loch Ness Canavarı efsanesi gibi geçişler arasında bağlantı kurmaya çalışmak biraz kafamı yordu. Ama o 50 sayfadan sonra kitabı elimden düşüremedim, kalan kısmı bir çırpıda okudum bitirdim. Horatio' nun çocukluk ve ergenlik döneminde yaşadıklarına üzülürken; Alice ve Lexington ile atıldıkları maceranın sonunu çok merak ettim. Ve beklemediğim, hiç aklıma dahi gelmeyecek bir sonla bittiği için de oldukça şaşırdım. Tabi ki kitabın sonunu söylemeyeceğim ama evrensel bir mesaj verdiğini yazmamın bir sakıncası olmaz sanırım. Bu kitap için yapılan yorumlardan birinde şöyle yazıyordu '' Bu kitabı ya çok seveceksiniz ya da nefret edeceksiniz '' ya da bunun gibi birşeydi işte. Ben ilk sayfalarda nefret edip sonra sevenlerden oldum sanırım..

Biliyorum uzun bir yazı oldu ama kitapta altını çizdiğim bazı alıntıları yapmadan yazımı bitiremezdim:
*'' Ya bir köpek alacağım ya da bir sevgili bulacağım. Hayatımı mı yoksa halımı mı mahvedeceğime karar vermedim henüz ''
*'' Evrenin yin ve yang' i her zaman dengede olmalıdır. Başka türlü olmaz. Her şey bir bütündür. Bir çemberdir. Tamdır. Her hediye beraberinde karanlık bir şeyi, her felaket beraberinde eşit derecede bir faydayı getirir. Görünürde zıt olan güçler birbirlerine bağlı ve birbirleriyle ilişkilidir. Arka olmadan ön olmaz. Aşağı olmadan yukarı olmaz. Zik olmadan  zak olmaz. Siyah olmadan beyaz olmaz. Ölüm olmadan da yaşam olmaz ''
*'' Budistlerin şuna benzer bir deyişi var: Her korkunç olay mükemmel bir şeyin tohumlarını taşır. Ya da tam tersi ''
*'' Hayatlarınızı olduğu haline getiren şey, sizin seçimleriniz, sizin kararlarınız ve hatta sizin anlık mantık yanılgılarınız''
*'' Yaşam bize seçenekler sunar ve biz dilediğimizi seçmekte özgürüzdür; iyi yada kötü, olumlu ya da olumsuz, erdem ya da ahlaksızlık. Ve bunun sonucunda ister acı çekelim ister mutlu olalım, bu her zaman bizim seçimimiz olur ''

FACEBOOK , INSTAGRAM , TWİTTER hesaplarımı beğenip, takibe almayı unutmayın olur mu?